Cosku ve heycani dile getiren metinler
   ÇOŞKU VE HEYECAN DİLE GETİREN METİNLER (ŞİİR)

                                                            Metin ve Zihniyet


 

     Zihniyet, bir dönemdeki sosoyal,siyasî,idarî,adlî,dinî,ticarî hayatın birlikte oluşturduğu ortamdır.Yani devrin kabul edilmiş sanat zevki ve hakim anlayışıdır.
     Bir eser hangi dönemde verilmişse, o dönemden izler taşır.Şairlerin şiirlerinde de yaşadıkları dönemden izler taşır.Şairlerin şiirlerinde de yaşadıkları dönemin sosyal ve siyasal olaylarını, kültürünü,ilişkilerini,inançlarını,sanat zevkini görebiliriz.Dolayısıyla bir şiiri incelerken, o şiirin yazıldığı dönemin ve şairin özelliklerini göz önüne almalıyız.

TÜRK EDEBİYATININ DEVİRLERİ

 

İslamiyet Öncesi                                                                 İslamî Devir                                                                                                  Batı Etkisinde Gelişen
Türk Edebiyatı                                                                   Türk Edebiyatı   Türk Edebiyatı











ŞİİRDE AHENK (SES VE RİTM)

Ahenk:Ahenk kelimesi uyum anlamına gelmektedir. Edebiyatta ise kelimelerin birbiriyle ses ve anlam bakımından etkileyici bir bütün olması anlamındadır.
     Şiirde ahenk;ustaca kullanılan ses akışı,söyleyiş,ritm,ölçü ve her türlü ses benzerliğiyle sağlanır. Şiirde ahengi sağlamak için ölçü,uyak,vurgu,tonlama gibi değişik unsurlar kullanılır.

Vurgu: Bir kelimede hecelerden birinin diğerlerine göre daha baskılı,daha kuvvetli söylenmesidir. Vurgu hem kelimenin anlamını güçlendiren hem de şiiri ahenkli kılan bir unsurdur. Vurgulama ve tonlama şiirin ahengini ve etki gücünü bir kat daha artırır.

Ör:   
Gök sarı toprak  sarı, çıplak ağaçlar sarı
Arkada zincirlenen Toros Dağları     

Tonlama: Anlatılmak istenen duygu veya düşüncenin daha etkili ifade edilebilmesi için ses tonunu değiştirerek okumaya tonlama denir.Böylece acıma,üzüntü,özlem,hayranlık,sevgi gibi duygular belirginlik kazanır.

Ör:
Bir sarsıntı... Uyandım uzun süren uykudan,
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan.

Ölçü:Ahengi sağlamak şiire belli bir düzen vermek için şiirlerde çeşitli ölçüler kullanılır. Türk edebiyatında hece ve aruz ölçüsü olmak üzere iki çeşit ölçü kullanılmıştır.

Hece ölçüsü: Şiirdeki tüm dizelerin hecelerinin sayısının eşit olması esasına dayanır.

Yaş o-tuz beş yo-lun ya-rı-sı e-der
Dan-te gi-bi or-ta-sın-da-yız öm-rün
Yal-var-mak ya-kar-mak na-fi-le bu-gün
De-li-kan-lı ça-ğı-mız-da-ki cev-her

Aruz Ölçüsü: Dizelerdeki hecelerin açıklık kapalılık esasına bağlı olan bir ölçü sistemidir. Sonu ünlü ile biten heceler ‘’açık’’, sonu ünsüzle biten heceler de ‘’kapalı’’ hece olarak adlandırılır. Ayrıca uzun ünlülü heceler ile dize sonundaki heceler daima kapalı kabul edilir.

Uyak (Kafiye) ve Redif
Uyak: genellikle dize sonlarında bulunan ve görevleri farklı olan ses veya ek benzerlikleridir.
Redif: Mısra sonlarında bulunan aynı görevdeki ses, ek ve kelime tekrarlarıdır.

Her yalana kanmışım    kafiye:’’an’’
Her söze inanmışım      redif: ‘’mışım’’
Ben artık sevgiden de
Bıkmışım, usanmışım

Uyak Çeşitleri
a)Yarım Uyak:Sadece bir ünsüzün benzeşmesiyle oluşan kafiyeye yarım uyak denir.
 
Ecel büke belimizi
Söyletmeye dilimizi
Hasta iken halimizi
Soranlara selam olsun

Ördek çalkalanıt göllerde
İsimim söylenir dillerde
Kalmışım gurbet illerde
Dağlar başı duman şimdi
 
b)Tam Uyak:Biri ünlü biri ünsüz olmak üzere iki sesin benzerliğiyle oluşan uyağa tam uyak denir.
 
Ben gideyim yol gitsin,ben gideyim yol gitsin;
İki yanımdan aksın bir sel gibi fenerler
Tak,tak ayak sesimi aç köpekler işitsin
Yolumda bir tak olsun zulmetten taş kemerler


Bir gece yarısı ay suya düşer
Çöllerde bir ceylan pusuya düşer
Çimenler üstünde üç beş damla kan
Gözünü nefretle kapatır ceylan
Çırpınır ağzında bir demet keklik
Kör avcı her şeye çekilmez tetik
 
c)Zengin Uyak: En az üç sesin benzerliğiyle oluşan uyağa zengin uyak denir.
 
Bir alem ki, gökler boru içinde
Akıl almazların zoru içinde
Üst üste sorular soru içinde

Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
 

Cinaslı Uyak: Aynı seslerden oluşan ;fakat farklı anlamları karşılayan kelimelerle yapılan uyağa cinaslı uyak denir. Cinas bir kelimenin tekrarı değildir. Aynı kelimenin aynı anlamla tekrar etmesine redif denir.

Ör: ‘’Kalem böyle çalınmıştır yazıma 
        Yazım kışa uymaz  kışım yazıma’’

Bu beyitteki ‘’yazıma’’ sözcüklerinin yazımı aynıdır; ancak birinci dizede kaderime anlamında ikinci dizede ise yaz mevsimi anlamında kullanıldığından  cinaslı uyaktır.

NOT:Yazımları ve anlamları aynı olan iki sözcük redif;yazımları  aynı ancak anlamları farklı olan iki sözcük cinaslı kafiye oluşturur.
Uyak Düzeni(Şeması) ve Çeşitleri

Şiirler uyaklanış bakımından üçe ayrılır.

Düz uyak:Uyaklı kelimeler aaxa veya aaab şeklinde sıralanmışsa buna düz uyak denir.
Hiç anılmaz olmuş atalar adı                                     Redif:’’-ı’’
Beşikte bırakmış ana evladı                                       Kafiye:’’-ad’’ tam kafiye
Kırılmış yetimin kolu kanadı                                     Uyak düzeni: aaab
Zulüm pençesinden aman kalmamış
Çapraz uyak:Uyaklı kelimeler abab şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
Sokaktayım kimsesiz bir sokak ortasında                  Redif.’’-yorum/-sında’’
Yürüyorum arkama bakmadan yürüyorum                Kafiye:’’-rü(tam k.)/-ta(tam k.)’’
Yolumun karanlığa saplanan noktasında                   Uyak düzeni:abab
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum
                                         Necip Fazıl Kısakürek
Sarmal uyak: Uyaklı kelimeler abba şeklinde sıralanmışsa buna çapraz uyak denir.
En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü                              Redif:’’-ı’’
Titrek elleriyle gererken yayı                                      Kafiye:’’-ay’’
Her yandan bir merak sardı alayı                                Uyak düzeni: abba
Ok uçtu,hedefin kalbine düştü
    
ALIŞTIRMALAR

 
Gâh eserim yeller gibi                                                 Redif:’’-ler gibi’’
Gâh tozarım yollar gibi                                               Kafiye:’’-l’’ yarım kafiye
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi.
                           Yunus Emre

Hasretinle geçiyorken bu gençlik çağım,                     Redif:’’-ım’’
Ey sevdiğim,ben ümitsiz değilim gene                        Kafiye:’’-ne’’ (tam kafiye)
Ak düşünce saçların kumral rengine
Kollarında son aşığın ben olacağım.
 
                                                        ÇOBAN ÇEŞMESİ


 
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi,
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.

"Gönlünü şirinin aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."

O zaman başından aşkındı derdi,
Mermeri oyardı, taşı delerdi.
Kaç yanık yolcuya soğuk su verdi.
Değdi kaç dudaya çoban çeşmesi.




Vefasız Aslı’ya yol gösteren bu,
Kerem’in sazına cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yaş gönderen bu...
Sızmadı toprağa çoban çeşmesi.

Leylâ gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda,
Ateşten kızaran bir gül ararda,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi,

Ne şair yaş döker, ne aşık ağlar,
Tarihe karıştı eski sevdalar.
Beyhude seslenir, beyhude çağlar,
Bir sola, bir sağa çoban çeşmesi...
Faruk Nafız Çamlıbel
           
1.,3.,4., dörtlüklerin kafiye ve redifleri bulunup uyak düzenleri yazılacak,nazım birimi belirtilecek.
Ödev: İstiklâl  Marşı’mızı aheng ve ritm özellikleri bakımından inceleyiniz.
Aliterasyon: Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünsüzün tekrarlanmasından oluşan  ahenge  aliterasyon denir.



İSTANBUL’U DİNLİYORUM
 
 
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor
Yavaş yavaş sallanıyor 
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç dinmeyen çıngırakları,
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
Kuşlar geçiyor, derken
Yükseklerden sürü sürü, çığlık çığlık
Ağlar çekiliyor dalyanlarda,
Bir kadının suya değiyor ayakları,
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların  uğultusu içinde
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı
…..
 
   Orhan Veli Kanık
‘’İstabul’u Dinliyorum’’ adlı şiirde ‘’-r’’ ve ‘’-l’’ sesleri kullanılarak aliterasyon yapılmıştır.

ÖDEV: Orhan Veli’nin ‘’Anlatamıyorum’’ adlı şiirinde aliterasyon sağlayan sessizler belirlenecek. ‘’m’’ sesi ile aliterasyon yapılmıştır.
Asonans: Bir şiirin dizelerinde sürekli aynı ünlünün tekrarlanmasıyla oluşan ahenge asonans denir.

GURBET
Gurbet o kadar acı
Ki ne varsa içimde,
Hepsi bana yabancı,
Hepsi başka biçimde!

Eriyorum git gide,
Evlada her ümide ,
Gurbet benliğimi de
Bitirmiş bir içimde.

Ne arzum, ne emelim,
Yaralanmış bir elim,
Ben gurbette değilim,
Gurbet benim içimde!
                   
                    Kemalettin Kamu
 


Gurbet şiirinde ‘’a’’ ve ‘’e’’ sesleriyle asonans yapılmıştır.
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol