Namaz
NAMAZ Dinin Direğidir.!

O olmadan diğer ibadetlerin bir kıymeti olmayacaktır Namazsız bir adam, direksiz, sütunsuz bir binaya benzer ve yıkılıp gitmesi, an meselesidir Hadislerde geçen bazı müjdeli haberler; mesela, cömertlerin cennete gideceği haberi her ne kadar bir müjde olsa da bu, namaz kılan cömert için geçerlidir Namazsız bir cömertlik işe yarasa da, insana cenneti garanti edemez Benim kalbim temiz deyip, o kalbi veren Allah’ın en çok istediği ibadeti yapmayan insan, sadece kendini aldatır Çünkü, kalb ancak Allah’ı anmakla tatmin olur Allah yoksa bir kalpte, o kalb dünya sevgisiyle dolu demektir Bir insan namaz kılmıyorsa, kalbinde Allah’a karşı derin bir boşluk var demektir ve her an bu insanın küfür sathına geçmesi sözkonusudur Efendimiz buyuruyor ki; “ Namaz kılmayanla küfür arasında sadece bir perde kalmıştır” Belki de bunun için Sahabi, namaz kılmayana neredeyse müslüman değil nazarıyla bakıyorduAllah Resulü, “ Namazı terkeden, Allah’ın huzuruna, Allah ona çok kızmış bir halde çıkar” buyurmuştu Bunu bilen Abdullah bin Abbas, gözleri görmez olduğunda kendisine, sırt üstü yatıp bir kaç gün namazı ima ile kılması durumunda tedavisini yapabileceğini söyleyen doktora, “hayır bunu yapamam, çünkü Allah Resulü böyle buyurdu” demiştiHazreti Ali bir gün sabah namazına kalkamaz O gün akşama kadar ibadetle meşgul olur Ertesi gün kendisini, tanımadığı biri namaza kaldırır Hazreti Ali ona “sen kimsin” der Şeytan olduğunu söyler Niçin bunu yaptığını sorunca da, “Yine bütün gün Allah’a ibadet etmen beni memnun etmezdi” diye cevap verir Evet şeytan vazifesini yerine getiriyor, Hazreti Ali de kendine düşeni yapıyordu Namaz kılmayanlar, her gün şeytanı ne kadar sevindiriyorlar, düşünmeliler!

Namaz, imandan sonra gelen en büyük hakikattir

Allah pek çok yerde, imandan hemen sonra namazdan bahseder Mü’minleri tarif ederken hep, “iman eden ve salih amel işleyen” şeklinde tarif eder Salih amelin başı ise, namazdır Pek çok yerde de, imandan sonra direk namazı getirir Daha Bakara Suresi’sinin başında ‘gayba iman edenler ve namazı dosdoğru kılanlar’ şeklinde, Allah mü’minleri tarif eder Ensardan bir zat hurma bahçesinde namaz kılarken, gözü hurma salkımlarının gölgesine ilişir ve kendisine geldiğinde kaç rekat namaz kıldığını unutur Sonra da Hazreti Osman’a gelerek, “Beni namazda oyalayan bu bahçeyi Allah yolunda feda etmek istiyorum” der Hazreti Osman da bahçeyi elli bin dirheme satarak hazineye aktarır O bahçe o tarihten sonra ‘elli binlik bahçe’ diye anılır Evet, kuvvetli bir Allah inancına sahip olan sahabi, kendisini Allah’tan alıkoyan bahçesini yine Allah yolunda feda etmeyi hiç zor görmüyordu Namaz onların nazarında buydu

Namaz, mü’minin miracıdır

Namazın muhtevası, insanların çok engin düşünmelerine vesile olacak kadar geniştir Namaz kılarken, derinlemesine bir aşk u şevk içinde Allah’ın huzurunda bulunmanın şuurunda olmaktan, onu Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasındaki cemaatten bir fert olarak kıldığını hissetmeye kadar; doğrudan doğruya kendisini meleklerin safları arasında görmekten, bir hamlede bizim ufkumuzu açan, Arş’ın örtüsüne alnını koyuyor gibi onu eda etmeye kadar geniş bir yelpazede namazı duyma şekilleri vardır İnsanın buna muvaffak olmasının şart-ı evveli, namazı tıpkı bir Mirac veya Mirac’ın gölgesi gibi bilmesidir Zira o, sadece yatıp kalkmaktan ibaret bir hareketler topluluğu değildir Mü’min için her namaz bir Mirac vesilesidir Ve mü’mine düşen de, her namazda farklı farklı buudlarda bile olsa Miracını tamamlamaktır

Namaz kılmak, bir tesbih, bir ta’zim ve bir şükürdür

Namaza duran kimse, kendi kusurunu, günahını, küçüklüğünü, Allah’ın kusurdan, aczden uzak olduğunu ve O’nun büyüklüğünü hatırlayarak ‘sübhanallah’ ve ‘Allah'u ekber’ der Allah’ın sonsuz nimetine karşı sonsuz şükür gerekir Fakat bu şükür mümkün değildir Ancak, insan niyetiyle ve niyetini mümkün olduğunca amele dökerek bu şükrü yerine getirebilir Bu da sağlam bir kulluk ve devamlı ibadetle olur Kulluğun en bariz özelliği ve ibadetlerin özü ise namazdır Namazda ‘elhamdülillah’ kelimesi bu şükrün dil ile ifadesidirAllah, Rab’dır Rab, besleyen, terbiye eden, büyüten demektir Allahın sonsuz bir Rububiyeti (Rabliği) vardır Bu durum, Allah’ın, sonsuza kadar mahlukatı beslediği, terbiye ettiği manasına gelir Bu kadar Sonsuz ve Büyük bir Saltanat, elbette kusurdan, noksandan uzak olmalıdır İşte bu manayı ifade eden, namazın içindeki ‘sübhanallah’ kelimesidir Yine bu Saltanat, acizlikten, küçüklükten, başkasına muhtac olmaktan da uzaktır Öyle olmasaydı nasıl her şeyi çok mükemmel bir şekilde idare edecek, her şeyin ihtiyacına koşacak, her şeye cevap verecekti!? İşte bu manayı ifade eden, yine namazın içindeki, el pençe divan durarak, bel kırarak, boyun bükerek; rükûlarda, secdelerde, kıyamlarda söylenen ‘Allah'u ekber’ kelimesidir Yine bu Saltanat, yani bu kadar doyuran, besleyen, terbiye eden, idare eden bir saltanat, elbette karşılığında bir şükür ister İşte namazda, her rekatta Fatiha’nın başında söylenen ‘elhamdülillah’ kelimesi, iki namaz arasındaki nimetlere bir nevi şükürdür Ayrıca, bu manaları teyid eden, destekleyip kuvvetlendiren bir de namaz sonrası tesbihler vardır Yani, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem tarafından büyük bir sevabı olduğu ifade edilen, terkedilmesi ise çok büyük bir boşluk ve kayıp olarak görülen, 33’er defa söylenen ‘sübhanallah’, ‘elhamdülillah’ ve ‘Allah'u ekber’ler dir

Namaz kılmak hem çok kolay hem de çok kârlı bir ticarettir

Bediüzzaman Hazretleri’nin Dördüncü Söz’de işaret ettiği gibi beş vakit namaz, yirmidört altın seviyesinde olan günlük yirmidört saatin sadece bir saatini alır, fakat ebedi bir cennet hayatını insana müjdeler Tüccar, elbette sermayesinin hepsini harcamaz, bir kısmını yanında tutar, ta ki, ilerde işe yarasın, işini devam ettirebilsin Hepsini birden, hem de lüzumsuz bir iş için harcarsa neticede ne olacağı belli olur Lüzumlu bir iş için harcasa bile dünya hayatı ebedi değilken, ne kadar lüzumlu olabilir?! Şimdi, günlük sermayesinin yirmiüç saatini bu kısa dünya hayatı için harcayıp da onun bir saatini ebedi hayatı için vermeyen insanın ne kadar zarar ettiği malumdur

Namazdaki secde, kulun Allah’a en yakın olduğu andır

Efendimiz’in ifadesidir bu

Namaz, günde beş defa Allah’a hesap vermenin adıdır

Bize çok değerli bir sermaye verilmiştir Bu sermaye ömürdür Ömrün de kendine göre bir hesabı vardır Mü’min her an yaşadığı hayatın hesabını verme şuuruyla yaşar Bu şuuru her zaman canlı tutan da beş vakit namazdır

Namaz, günde beş defa insanın,Yüce Huzur’da küçüklüğünü bilmesidir

Günde beş defa Allah’ın huzurunda el pençe divan duran insan, elbette kendi küçüklüğünü hatırlayacak, neye ihtiyacı varsa, her şeye gücü yeten, her şeyi elinde bulunduran Allah’tan isteyecektir Hazreti Ali radıyallahu anh’ı abdeste giderken bir titreme alırdı Bu heyecanının ve ürpertisinin sebebini soranlara da ‘Biraz sonra Allah’ın huzuruna çıkacağım, nasıl titremeyeyim” derdi

Namaz, günde beş defa günahlardan arınmadır

Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor: “ Beş vakit namaz, herhangi birinizin evinin önünden akan ve günde beş defa yıkandığı suyu bol bir nehre benzer Allah, beş vakit namaz sayesinde, günahları yok eder” (Buhari-Müslim)Ashabdan biri bir günah işlemiş, neticeyi de gelip Allah Resulü’ne bildirmişti O sırada şu ayet indi: “ Gündüzün başı ve sonu ile, gecenin başlarında namaz kıl; çünkü iyi ameller, kötülükleri giderir” Sahabi Allah Resulü’ne ‘bu ayet benim hakkımda mı indi’ diye sordu Allah Resulü de “bütün ümmetim hakkında indi” buyurduBir başka Hadisinde Allah Resulü şöyle buyuruyor: “ Aralarında büyük günahlar işlenmedikçe, beş vakit namaz ve cuma namazı, günahlara keffarettir”Bir diğer Hadis de şöyle: “ Herhangi bir kimse, farz bir namazın vakti gelince onun abdestini tam alır, rükusunu tam yapar ve o namazı huşu ile (Allah’a saygıyla ve O’ndan korkarak) kılarsa, o namaz, o güne kadar işlemiş olduğu günahlara keffaret olur Bu her zaman böyledir” Selman Farisi anlatıyor: “ Bir gün Allah Resulü ile beraber bir ağacın altında bulunuyorduk Ağacın bir dalını aldı ve salladı Daldaki yapraklar dökülünce bana ‘niçin böyle yaptığımı sormayacak mısın?’ dedi Ben de niçin yaptığını sordum Buyurdu ki: “ Bir müslüman güzelce abdest alır ve beş vakit namazı kılarsa, şu yapraklar döküldüğü gibi onun da günahları dökülür”Allah Resulü zamanında iki kardeş müslüman olur Bir şehid olur diğeri de bir sene sonra ölür Talha bin Ubeydullah rüyasında, sonra ölenin şehid olandan önce cennete girdiğini görür ve durumu hayretler içerisinde Allah Resulü’ne aktarır Allah Resulü şöyle der: “ O sonradan ölen, şehid olan kardeşinden sonra, altı bin küsür rekat namazını kılmadı mı, Ramazan orucunu tutmadı mı? O halde iki kardeş arasında yerle gök arası kadar fark vardır” Allah Resulü’nün vefat ederken yaptığı vasiyetin tamamı şuydu: “ Aman namaza sarılın! Bakmakla yükümlü olduğunuz kimselerin (işçi, köle, cariye, yetimvs) hukukunu gözetin” Efendimiz’in hizmetçisi olan Enes bin Malik diyor ki, ‘Canı boğazına gelene kadar, dili döndükçe bunu tekrar etti

Namaz, insanı bütün fuhşiyata ve kötülüklere karşı koruyan bir siperdir

Cenab-ı Hak, Ankebut sûresi, 45 Ayet’te şöyle buyuruyor: “ Hiç şüphe yok ki namaz, insanı çirkin işlerden ve haramlardan alıkor” Fakat bu namaz, gerçekten, Allah’ı görüyor gibi kılınan namaz olmalı

Namaz kılmayı gerektiren deliller:

1- Başta Cenab-ı Hak, namazı emreder O’nun kulu olan, O’nun biricik isteğini yerine getirmez mi?

2- Melek ve Peygamberler başta olmak üzere, bütün nurani şahsiyetler, en büyük şerefi Allah’a bağlılıkta bulmuşlar, bunu da namazla göstermişler Allah Resulü, sabahlara kadar namaz kılmaktan ayakları şişiyordu Neden böyle yaptığını söyleyenlere de, “Allah’a çok şükreden bir kul olmayayım mı?” diyorduHazreti Ömer hançerlenmiş yatıyordu Baygındı ve bir türlü ayıltamamışlardı O sırada Misver bin Mahreme gelir Durumu öğrenince, “O’na namazın geçtiğini söyleyin, hemen ayılır” der Ömer’e, “Yâ Ömer, namaz!” derler Ömer, birden yerinden doğrulur ve “Öyle mi, vallahi namazı terk edenin İslam’da payı yoktur” der Ve sonra da vücudundan kan aka aka namaz kılarHazreti Osman, gece kıldığı bir rekatlık namazda Kur’an’ın tamamını hatmediyorduEsved bin Yezid En Nehaî, Sahabi’nin arkasından yetişen en büyük insanlardan biriydi İbadetiyle meşhurdu Gece sabaha kadar, evinin damında bir sütun gibi durur ve namaz kılardı Komşusunun çocuğu da O’nu gerçekten bir sütun zannederdi Bir gün çocuk o sütunu yerinde göremez ve annesine “Anneciğim, şu damın üstündeki sütuna ne oldu?” diye sorar Annesi şöyle cevap verir: “ Yavrum o sütun değildi O, Esved’di Bugün öldü

3- İnsan gayet aciz, küçük, güçsüz ve muhtac olarak yaratılmıştır Bu durumunu telafi için mutlaka En Büyük, Sonsuz Kudret sahibi, Hiçbir şey muhtac olmayan Allah’a dayanmak, O’na bağlılığını ortaya koymak zorundadır Bu da en iyi şekilde namazla olur Çünkü günde beş defa insan O’nun huzuruna varır ve el pençe divan durur Böyle biri için Allah, her şey demektir Ayet şöyle der: “ Kul için Allah yetmez mi?” Evet, O’nu bulan her şeyi bulmuş, O’ndan kopan ise her şeyden mahrum kalmış demektir

4-İnsan fıtraten mutlaka birine kulluk yapacak şekilde yaratılmıştır Görülüyor ki, Allah’tan başka her şeye gücü yeten, bütün ihtiyaçlara cevap verecek kimse yoktur Öyleyse, O’na kulluk etmeli, O’ndan başkasının kapısını çalmamalı Bu duyguyu da ifade eden ve canlı tutan, namazdır

5-Namaz kılmak, diğer bütün mahlukatın hukukunu gözetmek demektir Çünkü, Kur’an’ın ifadesiyle kainatta her şey Allah’ı tesbih etmektedir İbadetsiz özellikle de namazsız bir insan, kainatın bu ibadetini görmez, göremez Çünkü herkes çevresine, kendi içinde bulunduğu psikoloji ile bakar Ümitsizlik içinde kıvranan biri, herkesi ümitsiz zanneder Bütün hadiseleri öyle yorumlar Neşeden uçacak hale gelen biri de, herkesi neşeli zanneder İbadetsiz biri de, her şeyi boş, vazifesiz zannederek onlara zulmeder Halbuki çiçekten, taşa kadar her şey Allah’ı zikreder Çiçek toplamak için kırlara çıkan Yunus, hiç bir çiçeği koparamadan geri döner Çünkü, bütün çiçekler zikir halindedir Çünkü Yunus da her zaman Allah’ı anmakta dolayısıyla da onun için bütün kainat zikir halindedir Allah, taşların Allah korkusundan dolayı yuvarlanıp parçalandığından, un ufak olduğundan bahseder

6- Namaz kılmayan, aynı zamanda kendine zulmeder Çünkü, insanda inkişaf etmeyi bekleyen, serpilip gelişmeyi, mükemmel hale gelmeyi bekleyen pek çok duygu ve kabiliyet vardır Bütün bunların gelişip yararlı hale gelmesini Allah ibadete bağlamıştır İbadet vesilesiyle insan, zamanla bir melek haline gelir Hatta bir yerde meleklerin bile gıpta ettiği bir konuma sahip olabilir İbadet edenle ibadet etmeyenin yaşadığı hayat, hayattan duyduğu lezzet bu duruma delildir Yalnız insan gerçekten duya duya ibadet ettiği sürece bunu farkedecektir Diğer türlü, geçiştirilerek yerine getirilen ibadetler, insanı mükellefiyetten kurtarsa da bahsettiğimiz terakkiyi yaşatmayacaktır

NAMAZ ÖNCÜLÜĞÜ

Görücü usulü ile evlenen bir çiftin, birbirlerini tercih ederken "Önce namaz" düsturundan hareket ettiklerini, evlendikten sonra bir süre bazı sıkıntılar çektiklerini ancak namazın bereketiyle, Cenab-ı Hakk'ın lütfuyla, çok mutlu olduklarını öğrenmiş ve çok duygulanmıştım

Demek ki; namaz etrafında örgülenen bir hayatın, bizim bu gözlerle fark edemeyeceğimiz bir zerâfeti, hissedemeyeceğimiz sırları ve güzellikleri vardı

Namaz İslâm'ın beş şartından birisidir Kelime-i şahadetten sonra, Müslüman olmanın ilk nişanıdır Namaz farzların en önemlisidir? Namaz kalbin nurudur Namaz müminin miracıdır Namaz dua etmek demektir? Kısacası, Müslüman olan kişi namaz kılarYüce kitabımızda birçok yerde namaz buyruluyor Bunlardan bazıları şöyledir:

Bakara suresi 43 ayet-i kerimede: "Namaz kılın, zekât verin"

45 ayet-i kerimede: "Sabırla namazla yardım dileyin"

Maide suresi 6 Ayet-i Kerimede: "Ey inananlar namaza durmak isteyin, başınızı mesnedin, ayaklarınızı da topuklarınıza kadar yıkayın" diye emrediliyor

Furkan suresi 64: "Onlar ki geceleri Rablerine secde ederek, ayakta geçirirler"

Mearic suresi 13: "Onlar ki: Namazlarına devam ederler" buyrulmaktadır

Sevgili peygamberimiz (sa) "İslâm beş şey üzerine kurulmuştur, Kelime-i şahadet, namaz, zekat, hac, oruç" diye buyurmuşlardır

Bir günde beş vakit namaz farzdır Bu hüküm akıl baliğ olmuş her müslüman için geçerlidir
Namaz dinin direğidir!

Şartlarına uygun, huşu içinde kılınan bir namaz, o namazı kalanı kötülüklerden alıkoyar, insana bir neşe ve zindelik verir "Beş vakit namaz sahibini yolda komaz" cümlesi ne kadar anlamlıdır

Namaz vesilesi ile kişi önce, günde beş vakit abdest alarak madden temizlenir Sonra da namazın bereketiyle manen temizlenir

Gene sevgili Peygamberimiz, "Dünyada bana üç şey sevdirildi; "Kadın, güzel koku ve gözümün nuru namaz" diye buyurmuşlardır Namazdan bahsederken, "gözümün nuru" diye ifadede bulunmaları, bu ibadetin önemini işaret içindir

Namaz, sosyal adalet planında İslâm'ın en güzel prensiplerinden birisidir Zengin, fakir, amir, memur, yaşlı,genç, her renkten, her ırktan insanlar Allah'ın huzurunda aynı safta namaz kılarlar Herhalde böyle birşeyin dünyada başka bir örneği daha yoktur

Namazda vakit esastır Her namazı vaktinde kılmalıdır Cemaatle kılmaya büyük özen gösterilmelidir Çünkü cemaatin hem sevabı bakımından hem de içtimai bakımdan büyük önemi vardır
Namazın sunduğu güzellikler içinde, abdest gibi temizlik esasının yanında, ezan gibi bir harika mesaj da vardır Allahü ekber derken Allah'ın en büyük olduğunu, tek hüküm sahibinin o olduğunu bütün âleme ilân etmek ne güzel bir harekettir

Namaz Cenab-ı Hakk'ın huzuruna varıp önce ayakta durmak sonra rüku ile belini bükmek, sonra secde ile alnını yere koymak gibi "kula kulluğun yakıştığının" göstergesidir

Sabah namazı, öğle namazı, ikindi namazı, akşam namazı, yatsı namazı, Cuma namazı farzdır

Bayram namazı vacibdir Kuşluk namazı, teşbih, namazı, teheccüt namazı gibileri nafile namazdır

Her namazın ayrı bir güzelliği, ayrı bir zerâfeti vardır Günü kulluğa endeksleyenler için teheccüd namazı ve sabah namazının ayrı bir lezzeti vardır

Hele sabah camiden çıkınca kuşların ötüşü, hafif bir rüzgarın yüzünüzü okşayışı ve güne böylece merhaba demek, birileri uyurken, uyumayanların hürmetine Cenab-ı Hak'tan istemek, ne kadar özel ve kadar tarifi zor olan duygularla başbaşa bırakıyor insanı Özetle, namaz bütün ibadetlerin en önemlisidir Hesap gününde "önce namazdan" sorulacaktır Öyle ise namazı büyük huşu içinde, büyük bir zevkle kılmak gerekmektedir

Hz Sabit (ra) "Zübeyr oğlu Abdullah namaz kılarken sanki ayakta dikili bir ağaç gibi durur, bazen öyle uzun rüku ederdi ki bütün gece rüku ile geçerdi Bazende bütün geceyi secde ile geçirirdi

Hz Osman, suikast sonucu yaralı iken, kan kaybederken bile namaz vakti gelince namazını kılıyordu

Hz Ali'nin namaz vakti gelince vücudu titrer yüzü sararırdı

Rabia (ra): Peygamber efendimize, Ya Rasulallah cennette seninle olmak isterim" deyince, O'da "öyle ise secdelerin çokluğu ile bana yardımcı ol" buyurmuşlardır

Peygamber efendimizin bu buyrukları, kulluk meselesinde sebebe sarılmak gereğini ortaya koymuştur

Namaz, gerçekten müslümanın hayatında "olmazsa, olmaz" niteliği taşıyan çok önemli bir ibadettir

Namazı önce görev bilmeli, sonra hissederek, severek kılmalıdır

Eğer namazın sırrını anlayabilsek, belki namazdan başka bir şey düşünmeyeceğiz, başka hiçbir şeyden zevk almayacağız

"Kul oldum, kul oldum" hassasiyeti ile ve şairin dediği: "her gün yalnız, namazdan namaza uyansam ve tekrar uyusam ve uyansam ezanla, yasaya dursun insan, hayat dediği zanla,"muhabbetini yüreğimizde hissederek, namaz kılalım Namazdan nasibimizi alalım inşaallah


Namazın Sünnetleri
Sünnetin hükmü: Namazda sünneti terk etmek, namazı bozmaz, sehiv secdesi yapmayı da gerektirmez, ancak mekruh olur

Namazın Başlıca Sünnetleri Şunlardır:

1 Beş vakit namaz ile cuma namazı için ezan ve ikamet erkekler için sünnettir (kadınlara mekruhtur)

2 Namazın iftitah tekbirinde, vitir namazının kunut tekbirinde ve bayram namazlarının zevaid tekbirlerinde elleri kulakların hizasına kaldırmak (Kadınlar, parmak uçları omuz hizasına gelecek şekilde ellerini kaldırırlar)

3 Eller kaldırıldığı sırada parmakları ne bitişik ne de fazla açık tutmak, yani kendi halinde normal açıklıkta bulundurmak, ellerin ve parmakların içi kıbleye karşı gelmek,

4 İmama uyan kimsenin iftitah tekbiri, imamı geçmemek üzere- imamın iftitah tekbirine yakın olmak,

5 Kıyamda elleri bağlamak (Erkekler; sağ elin avucu sol elin üzerinde ve sağ elin baş ve küçük parmakları sol elin bileğin; kavramış olarak ellerini göbek altında bağlarlar)

(Kadınlar: Sağ el, sol elin üzerinde olacak şekilde ellerini göğüs üstüne koyarlar Erkekler gibi sağ elin parmakları ile sol elin bileğin! kavramazlar)

6 Kıyamda iki ayağın arasını dört parmak kadar açık bulundurmak,

7 Sübhaneke okumak

8 "Euzubillahi mineşşeytanirracîm"de mek

9 Her rekatta fatihadan önce "Bismillahirrahmanira him" demek

10 Fatihanın sonunda imamın ve ona uyanların "Amin" demesi

11 "Sübhaneke, Eüzü-Besmele ve Amin"i içinden okumak,

12 Sabah ve öğle namazlarında fatihadan sonra uzunca, ikindi ve yatsı namazlarında kısa, akşam namazında daha kısa süre okumak Bu, misafir olmayanlar içindir Yolcu olan veya vakti dar olan kimse dilediği ayet ve süreyi okur

13 Rükûa varırken "Allahü Ekber" demek

14 Rükûda dizlerim ellerin parmakları açık olarak tutmak (Kadınlar parmaklarını açmaz ve dizlerim tutmazlar, sadece ellerini dizleri üzerine koyarlar)

15 Rükûda dizlerim ve dirseklerim dik tutup bükmemek (Kadınlar rükûda dizlerim bükük bulundururlar)

16 Rükûda arkasını dümdüz yapmak (Kadınlar arkalarım biraz meyilli bulundururlar)

17 Başını, sırtı ile bir seviyede bulundurup yukarıya kaldırmamak ve aşağıya eğmemek

18 Rükûda üç kere "Sühhane Rahbiye'l-azîm" demek

19 Rükûdan kalkarken "SemiAllahu ilmen hamideh' demek

20 Rükûdan doğrulunca "Rabbena leke'l-hamd" demek

21 Secdeye varırken yere; önce dizlerini, sonra ellerini, daha sonra alın ve burnunu koymak

22 Secdeden kalkarken önce başını sonra ellerini daha sonra dizleri üzerine ellerini koyarak dizlerini yerden kaldırmak

23 Secdelere varırken "Allahü Ekber" demek,

24 Secdelerden kalkarken "Allahü Ekber" demek

25 Secdelerde yüzünü iki elleri arasına almak, eller yüzden geri ve uzakta olmayıp yüze yakın ve yüzün hizasında bulunmak, ellerin parmakları birbirine bitişik olduğu halde kıbleye karşı el ayası ile yere yapışık olmak,

26 Secdelerde üçer kere "Sübhane Rabbiye 'l-ala " demek-

27 Erkeklerin, secdede karnını uyluklarından, dirseklerini yanlarından ve kollarını yerden uzak tutması- (Kadınlar, secdede kollarını yanlarına, karnını uyluklarına yapıştırıp yere doğru alçalırlar)

28 îki secde arasında oturmak

29 iki secde arasında, birinci oturuşta (Ka'de-i Gla) ve son oturuşta (Ka'de-i ahîre) elleri uylukları üzerine koymak

30 Otururken sol ayağını yere yayıp üstüne oturmak ve sağ ayağını dikerek parmaklarım kıbleye karşı getirmek- (Kadınlar, ayaklarını sağ tarafa yatık olarak çıkarıp sol kalçaları üzerine otururlar)

31 Ettehiyyatü'nün kelime-i şehadetinde sağ elinin şehadet parmağı ile işaret etmek

işaret; Kelime-i şehadette "La ilahe" derken sağ elin şehadet parmağını kaldırmak, "illellah" derken de indirmek suretiyle olur

32 Ettehiyyatü'yü içinden okumak

33 Üç ve dört rekatlı farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında fatiha okumak (ilk iki rekatlarda fatiha okumak ise vaciptir)

34 Son oturuşta "Ettehiyyatü"den sonra "Allahümme sallı, Allahümme barik" ve bunlardan sonra da dua okumak

35 Selam verirken başını evvela sağa sonra sola çevirmek

36 Selamda "Esselamu aleyküm ve Rahmetullah" demek

37 İmam her iki tarata selam verirken kendisine uyan cemaatı ve hafeze meleklerini selamlamayı niyet etmek

38 İmama uyan, selamında cemaati ve imamı niyet etmek

39 Tek başına kılan; selamında melekleri niyet etmek

40 İmam sol tarafa selam verirken sesini biraz alçaltmak

41 İmama uyan kişinin selamı, imamın selamına yakın olmak

42 İmama sonra dan uyan kimse, yetişemediklerim kılmak için imamın ikinci selamını beklemek

Namazın Vacipleri
1 Namaza "Allahu Ekber" sözü ile başlamak,

2 Namazda fatiha süresini okumak,

3 Fatiha süresini farz namazların ilk iki rekatında, vitir ve nafile namazların her rek'atında okumak

4 Farz namazların ilk İki rekatında, vitir ve nafile namazların her rekatında sure veya ayet okumak (Zamm-ı Sûre),

5 Fatihayı süreden önce okumak,

6 Secdede alın ile beraber burunu da yere koymak,

7 İki secdeyi birbiri ardınca yapmak

8 Üç ve dört rekat namazların ikinci rekatında ettehiyyatü okuyacak kadar oturmak Buna "Kade-i ûlâ=birinci oturuş denir

9 Birinci ve son oturuşlarda "ettehiyyatü" okumak

10 Birinci oturuşta Ettehiyyatü’yü okuduktan sonra gecikmeden üçüncü rekata kalkmak

11 Vitir namazında kunut tekbirini almak ve kunut duasını okumak

12 Bayram namazlarına mahsus olan fazla tekbirleri almak

13 Cemaatle kalındığı zaman, sabah, akşam, yatsı, cuma ve bayram namazlarının birinci ve ikinci rekatlarında, teravih namazı ile Ramazanda teravihten sonra kılınan vitir namazının her rekatında imamın fatiha ve sureyi açıktan okuması

14 Öğle ve ikindi namazlarında bunları içinden okumak

15 İmama uyan kişinin bu namazlarda fatiha ve sure okumayarak susması

16 Ta'dili erkan: Yani ayakta iken dosdoğru, rükûda dümdüz olmak, (kadınlar biraz meyilli dururlar) rükûdan kalkınca iyice doğrulmak ve iki secde arasında tam oturmak

17 Namazın sonunda selam vermek

18 Namazda yanılırsa sehiv secdesi yapmak

19 Namazda secde ayeti okursa secde etmek

Namazı Neler Bozar?
1 Namazda konuşmak (Bilerek, bilmeyerek, yanılarak ve uyuklayarak nasıl olursa olsun insan sözü namazı bozar)

2 İnsan sözüne benzeyen dua (Ya Rab! beni şöyle giydir, şöyle yedir veya falan kadını bana nasip eyle! gibi)

3 Namazda iken birine selam vermek veya başkasının verdiği selamı almak Verilen selamı, el, baş veya parmak işareti ile atmak namazı bozmaz, ancak mekruhtur

4 Namazda namaza ait olmayan bir iş yapmak Buna "amel-i kesir" denir ki anlamı, "çok iş" demektir Namazın bozulmasına sebep olan bu "çok iş" in belirlenmesindeki ölçü şudur

Namaz kılan bir kimse namazla ilgili olmayan bir işle uğraşırken onun namaza durduğunu bilmeyen ve bu halde gören bir insan şüphe etmeden, "Bu adam namazda değildir, çünkü namaz kılan bu kadar işle uğraşmaz" derse, dışardan bakan insanı bu kanaate vardıran işlere, "amel-i kesir=çok iş" denir

Namaz kılan kimse, namazda olup olmadığında şüphe edilecek bir işle uğraşırsa buna da "amel-i katil" denir ki "az iş" demektir Bu ise namazı bozmaz, fakat mekruhtur

Namazda saç ve sakal taramak, vücudun herhangi bir yerini üç kere kaşımak namazı bozar Bir veya iki kere kaşırsa bozulmaz Vücudun herhangi bir yerini el kaldırmadan üç defa kaşımak bir defa kaşıma sayılır ve bu kaşıma da namazı bozmaz,

Çocuğu alıp emzirmekle namaz bozulur Eğer çocuk, namaz kılan kadının memesini emip süt çıkarsa namaz bozulur, bir veya iki defa emmekle süt çıkmazsa namaz bozulmaz Süt çıkmasa bile iki defadan fazla emmekle de bozulur

Namazda özürsüz olarak peş peşe ve durmadan üç adım atmak namazı bozar

Bir kimsenin çarpması veya çekmesi ile namaz kılınan yerden istemeyerek üç adım yürümekle namaz bozulacağı gibi, namaz kılınan yerden çıkarılmakla da namaz bozulur

Namazda sadece bir defa bir el ile başındaki sarık veya takkeyi alıp yere koymak, yahut bunları yerden alıp basma giymek namazı bozmaz Namazda sarığı çözülüp bunu tek elle bir veya iki kere düzeltmekle namaz bozulmaz, Namaz kılan, el veya kamçı ile birisine vurursa namazı bozulur

Namazda bulunan bir erkeği, karısı öpse veya okşasa namazı bozulmaz Ancak bununla şehvet meydana gelirse bozulur Namazda olan bir kadına kocası şehvetle dokunsa veya şehvetle olsun, olmasın öpse kadının namazı bozulur Ancak bakmak veya düşünmekle bozulmaz Çünkü bunlardan kaçınmak mümkün değildir

Namaz kılan bir kimseye "ileri git" veya yanında namaz kılacak olana "yer aç" denilse, o da başkasının emrine uyarak bunları yapsa namazı bozulur Çünkü namazda başkasının emriyle hareket etmiştir Ancak kendi kendine ileri gitmesi veya safta yer açması ile namaz bozulmaz

Namazda güneşten rahatsız olan kimse bir veya iki adım yürüyerek gölgeye çekilse namazı bozulmaz Namazda pantolonunu bağlamak namazı bozar, çözmek ise bozmaz Namazda olan kimseden bir şey istenip o da, evet veya hayır anlamımda işarette bulunsa namazı bozulmaz

5 Kıbleden göğsünü çevirmek,

6 Dışardan bir şey yemek,

7 Dişleri arasında kalan -nohut tanesi kadar- şeyi yutmak,

8 Ağızda sakız veya başka bir şey çiğnemek

Ağza alınan şeker, eridikçe tadı boğaza gitse namaz bozulur Namazdan önce tatlı bir şey yiyen kimse, namaz kılarken bunun tadım ağzında hissedip yutsa namazı bozulmaz

9 Namazda bir şey içmek,

10 Özürsüz olarak öksürmek,

Bir özürden dolayı öksürmek namazı bozmaz Okuyuşuna engel olan balgamı gidermek, sesini düzeltip güzelleştirmek, yanlış okuyan imamın hatasını doğrultmak ve namazda olduğunu bildirmek için öksürmek namazı bozmayan özürlerdir

11 Bir şeye üflemek,

12 Ah diye inlemek,

13 Ah, oh demek,

14 Ağrıdan veya olmayan ait bir musibetten dolayı sesle ağlamak (Cennet veya cehennemi hatırlamaktan dolayı ağlamak namazı bozmaz)

15 Aksırana "Yerhamukellah", kötü bir habere "Inna lillahi ve İnna ileyhi raciun", iyi habere "Elhamdü lillah", hayret edilecek bir habere "Sübhanellah" demek, Allah'ın adını işitince "celle celalühü", Peygamberimizin adını işitince "Salat ve selam" okumak

Başka bir namaz kılanın "vele'ddallin" okuduğunu içitip "Amin" deyen kimsenin de namazı bozulur

16 Birine cevap vermek maksadıyla ayet okumak (Cevap maksadıyla değil de namazda olduğunu bildirmek için okursa namaz bozulmaz) Namazda olduğunu bildirmek için yüksek sesle okumak da namazı bozmaz

17 Teyemmümle namaz kılanın suyu görüp kullanmaya gücü yetmesi,

18 Ayaklara giyilen mestlerin mesh müddetinin namazda sona ermesi,

19 Ayağından az bir uğraşma ile de olsa mestleri çıkarmak,

20 Rükû ve secdeleri ima ile yapmakta olan kimsenin namaz içinde rükû ve secde yapmaya gücü yetmesi,

21 Sabah namazını kılarken güneşin doğması,

(Bayram namazı kılarken zeval vaktinin gelmesi ve cuma kılarken ikindi vaktinin girmesi ile de bu namazlar bozulur)

22 Özür sahibinin özrünün ortadan kalkması

23 Kasten veya bir başkası tarafından abdestin bozulması,

24 Bayılmak ve çıldırmak,

25 Ergenlik çağında olan bir kız veya kadının, cemaatle kılınan namazda erkeğin yanında veya önünde durması Buna "muhazatı nisa" denir Bu durumda erkeğin namazının bozulması için bazı şartların bulunması gerekir Bunlar:

a) Namaz kılanın mükellef olması (Çocuğun namazı bozulmaz)

b) Erkek ve kadının ikisinin de namazda olması

c) Namazın rükûlu ve secdeli namaz olması (cenaze namazı böyle bir durumda bozulmaz)

d) Erkek ve kadın, ikisinin de aynı namazı beraber kılması

e) Her ikisinin de arada perde olmadan bir mekanda bulunması (Eğer biri bir adam boyu yüksekte, diğeri alçakta olur ve organları birbirinin hizasında bulunmazsa namaz bozulmayacağı gibi ikisi aynı yerde bulunup aralarında bir perde veya bir adam sığacak kadar açıklık olursa yine namaz bozulmaz)

f) İmam namaza başlarken kadın cemaate de imam olduğuna niyet etmek

g) Erkek, yanna gelen kadına geride durması için işaret etmiş olmak

Erkeğin işaret etmesine rağmen kadın Geri Dönde durmamışsa, kadının namazı bozulur, erkeğin namazı bozulmaz

ğ) Muhazatın (yani; kadının, erkeğin yanında veya önünde durması) bir rükûnde olmak

Sayılan bu şartların bulunması halinde erkeklerin namazı bozulur

Eğer kadın, namazda uyduğu imamın hizasında veya önünde durursa imamın namazının bozulması ile kendi namazı da bozulmuş olur

26 Bir namazı kılarken başka bir namaza geçmek maksadıyla tekbir almak

Bu durumda ikinci bir namaza başlamış olduğundan, önceden kıldığı namaz bozulmuş olur

27 Vücudunda örtünmesi gereken yerin bir rükûn (üç teşbih) miktarı açık kalması veya üzerine namaza mani pislik bulaşması Açılan yer hemen örtülürse namaz bozulmaz

28 Ezberinde olmayanı namazda mushafa bakarak okumak Yazılı bir şeye bakıp manasını anlamak namazı bozmaz

29 İmama uymuş olan kimse bir rükûnda imamla birlikte olmayarak onu geçmek

(Mesela: imamdan önce rükûa varıp kalktıktan sonra bu rükûnu, imam ile beraber yapmaz veya imamdan sonra iade etmeyerek namaza devam edip imam ile selam verirse namazı bozulmuş olur)

30 Namazın sonunda teşehhüd miktarı oturduktan sonra namaz içindeki secdelerden birini veya tilavet secdesini yapmadığını hatırlayan kimse yapmadığı secdeyi yerine getirdikten sonra "Kade-i ahire"yi iade etmezse namazı bozulmuş olur

31 Üç ve dört rekatlı farzlardan (mukim olduğu halde) kendini misafir zannederek iki rekatın sonunda selam vermekle namaz bozulacağı gibi öğlenin farzını cuma, yatsının farzını teravih zannederek veya bilmediği için dördü iki rekat zannederek birinci oturuşun sonunda selam vermek de namazı bozar Çünkü bu selam, namazı bitirmek için bilerek yapılmıştır

Dört rekâtlı bir namazı kılarken ikinci rekatın sonunda, bunu son rekât zannederek yanlışlıkla selam vermekle namaz bozulmaz, îmama birinci rekâttan sonra yetişen kimse, imam selam verirken kendisi selam vermeyip kılamadığı rekatları tamamlamak üzere ayağa kalkması gerekirken yanlışlıkla imamla beraber selam verse yine namazı bozulmaz

* Şafiî, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre, imamın arkasında namaz kılan erkeklerin yanı başında veya önünde kadının namaz kılması halinde, kadının namazı bozulmadığı gibi erkek olan cemaatin de namazı bozulmaz,

32 Manası değişecek şekilde Kur'an'ı yanlış okumak

Buna: "Zeileîü'l-Karî" denir Anlamı: "Okuyanın surçmesi", yani yanlış okuması demektir Namazı bozup bozmaması yönünden bu konunun kısaca açıklanması gerekir Şöyle ki:

Kur'an, kasten yanlış okunur ve bununla mana değişirse namaz bozulur Hata veya unutarak yanlış okunduğu takdirde:

a) Eğer yanlışlık kelimelerin hareke veya sükununda ise manada bir değişiklik olsun veya olmasın namaz bozulmaz Şeddeli olan harfi şeddesiz, şeddesizi şeddeli okumak, uzatılarak okunması gerekeni kısa, kısa okunması gerekeni uzatarak okumak, idğam yapılacak yerde yapmamak, yapılmayacak yerde idğam yapılarak okumakta da hüküm böyledir, yani namaz bozulmaz

b) Vakıf, ihtida ve vasıl hallerinde yani durulacak yerde geçmek, geçilecek yerde durmak gibi hatalı okuyuşlarda da mana değişikliği olsa bile namaz bozulmaz Çünkü bunlara riayet ederek okumak da halk için zorluk vardır Kelimeyi bölerek okumak mesela, "Elhamdü" kelimesin! önce "Efham" deyip kalan kısmım sonra tamamlamak da namazı bozmaz,

c) Eğer bir harf yerine başka bir harf okuyup bununla mana değişmez ve Kur'an'da o kelimenin benzeri bulunursa namaz yine bozulmaz "Zalimin" yerine "zalimun" okumak gibi Eğer harfin değişmesiyle kelimenin manası değişmez, fakat o değişik kelimenin bir benzeri Kur'an'da yoksa imam Azam ile imam Muhammedi'ye göre namaz bozulmaz, imam Ebû Yusuf'a göre bozulur "Kavvamine " yerine "Kayyamine" gibi,

Eğer harfin değişmesiyle mana da değişir ve o kelime Kur'an'da bulunmazsa namaz bozulur

Bir kelimede okunması gereken harf yerine başka bir harf okuyan ve bazı harfleri çıkaramayan peltek kimsenin doğru okumak için gayret göstermesi ve telaffuz edemediği harflerin bulunmadığı ayetlerden namaz caiz olacak kadar ezberlemesi gerekir Bu olmadığı takdirde okuyabildiği kadarı ile namazım kılar, fakat başkasına namaz kıldıramaz

Namazda Abdestin Bozulması

Namazda abdestin bozulması iki şekilde otur Biri isteği olmayarak, diğeri de kendi isteği ile abdestin bozulması Namazda kendi isteği olmayarak abdesti bozulan kimse, hiç konuşmadan hemen en yakın bir yerde abdest alır ve bıraktığı yerden namazını istediği yerde tamamlar (Buna namazı bina etmek denir) Hangi rükunde abdesti bozulursa onu -rükû veya secde gibi- iade ederek namazı tamamlar Eğer namazda abdesti kasten kendi isteği ile bozmuşsa namazı yeni baştan kılar (Buna istinaf denir) ihtilaftan kurtulmak için en faziletli olan, her iki durumda da namazı yeni baştan kılmaktır

Namazı Neler Bozmaz?

1 Namazda olan kimse, gerek Kur'an-ı Kerim'e gerekse başka bir yazıya bilerek bakıp manasını anlasa, namazda başka şeyle meşgul olduğundan dolayı edebe aykırı hareket etmiş ve kerahet işlemiş olur Ancak, manasını anladığı yazıyı dili ile söylemediği için namazı bozulmaz Kasıtlı olmayarak gözü bir yazıya ilişip manasını anlasa mekruh olmaz

2 Namaz kılanın önünde secde yerinden bir kimsenin geçmesi ile namaz bozulmaz Geçen ister erkek, ister kadın, ister başka bir canlı olsun

Mükellef olan bir kimse, kasten namaz kılanın önünden geçerse günah işlemiş olur Bu meselenin dört yönü vardır:

a) Namaz kılan, önünden geçilecek yerde durmadığı halde ve uzağından dolaşıp gitmek de mümkün iken böyle yapmayıp namaz kılanın önünden geçen kimse günah işlemiş olur

b) Namaz kılanın, insanların gelip geçtiği yerde durması ve uzaktan geçecek yerin de bulunmaması durumunda günah, namaz kılana aittir, önünden geçenin günahı yoktur

c) Namaz kılanın, müsait yer var iken herkesin gelip geçeceği yerde namaza durması, yürüyenin de uzaktan geçmek mümkün iken namaz kılanın önünden geçmesi durumunda ise hem namaz kılan, hem de kılanın önünden geçen günah işlemiş olur

d) Ne namaz kılan, önünden geçilmeyecek uygun bir yer bulabiliyor, ne de oradan geçmek isteyen, namaz kılanın uzağından geçebilecek bir yer bulabiliyor Bu durumda namaz kılan da, önünden geçen de günah işlemiş olmaz

Namazın Mekruhları


Namazda mekruh olan başlıca şeyler şunlardır:

1 Namazda bedeni veya elbisesi ile oynamak

Bunlar namazda huşu'a aykırı hareketlerdir Alnındaki tozu toprağı ve teri silmek de mekruhtur Fakat kendisine rahatsızlık veriyorsa bunları silmek mekruh olmaz

2 Parmak çıtlatmak, parmaklarını birbirine geçirmek, ellerini böğrüne koymak

3 Esnemek, gerinmek

4 Kırda namaz kılarken önündeki küçük taşları çevirip düzeltmek (Üzerinde secde etmek mümkün olmayan yeri bir defa düzeltebilir)

5 Göz ucu ile değil de boynunu çevirerek bakmak Namazda bakmak üç çeşittir:

a) Mekruh olan bakış: Bu, boynunu çevirerek bakmaktır

b) Mubah olan bakış: Bu, boynunu çevirmeden göz ucu ile sağa ve sola bakıştır

c) Namazı iptal eden bakış; Bu, göğsünü kıbleden çevirerek bakmaktır

6 Namazda yere tükürük bırakmak

Bu, tükürmek demek değildir Çünkü tükürürken harf meydana gelirse namaz bozulur Zorunlu hallerde tükürük yere bırakılmamalı bir mendile konmalıdır Yere bırakılırsa mekruh olur

7 Namazda dizlerini dikerek oturmak

8 Erkekler secdede kollarını yere yaymak

9 Kolları sıvamış halde namaz kılmak Kısa kollu gömlek ile kılmak mekruh değildir (Kadınlar kollarını açık bulundurursa namaz bozulur)

10 Gömlek giymek mümkün iken namazı sadece pantolonla kılmak, (Bu erkeğe göredir, kadınlar böyle yaparsa namaz bozulur)

11 İşaretle selam almak

12 Özürsüz olarak bağdaş kurmak

13 Başına mendil veya sarık bağlayıp ortasını açık bırakmak

14 Namazda elbise ile bir veya iki defa (serinlemek maksadıyla) yellenmek

15 Kıyam halinden başka yerde Kur'an okumak (Kıraati rükûda tamamlamak gibi)

16 İntikallerdeki zikirleri intikalden sonra yapmak

Mesela: rükûa eğildikten sonra "Allahü Ekber" demek, rükûdan tamamen doğrulduktan sonra "SemiAllahü limen hamideh" demek Halbuki tekbir, rükûa eğilmeye başlarken alınır ve rükûa varınca tamamlanır "SemiAllahü limen hamideh" 9 demeye rükûdan kalkarken başlanır ve doğrulunca bitirilir

17 Namazlarda ikinci rekatı, birinciden üç veya daha fazla ayet okuyarak uzatmak

18 Farz namazlarda bir rekatta aynı sureyi tekrar okumak, başka süre ezberinde varken birinci rekatta okuduğu süreyi ikinci rekatta bilerek tekrarlamak (Nafile namazlarda aynı sureyi tekrar okumak mekruh değildir)

19 ikinci rekatta, birinci rekatta okuduğu sure veya sureden önceki süre veya ayeti okumak

Namazda süre okunurken baştan sona, yani, yukardan aşağıya doğru gidilir Mesela; birinci rekatta Fatihadan sonra 'Elemtere'yi okumuş ise, ikinci rekatta "Liîlafîyi" okuması gerekir, doğru olan budur Birinci rekatta "Uîlafı"yı okuyup ikinci rekatla "Elemtere"yi okumak tersine okuyuştur ve mekruhtur Birinci rekatta bilmeyerek fatihadan sonra "Kul eüzübi rabbinnas "ı okusa, ikinci rekatta da onu tekrar eder Eğer kasıtlı olarak okursa mekruhtur Ancak yine aynı sureyi okur

20 Birinci rekatta bir sureyi okuyup ikinci rekatta arada bir sure atlayarak öbür süreyi okumak

Şöyle ki: Birinci rekatta "Elemtere"yi okusa, ikinci rekatta "Liîlafi"yı okuması gerekirken bunu atlayıp "Eraeytelleziy" okumak mekruhtur Fakat iki veya daha fazla süre atlayarak okumak mekruh değildir

Aynı rekatta iki süre okuduğu takdirde iki sure arasını bir veya birkaç süre atlayarak okumak da mekruhtur, Aradaki sure uzun ise, onu geçerek sonra ki süreyi okumak mekruh olmaz, (îki süreyi bir rekatta ara vermeden peş peşe okumak mekruh değildir,) Bir surenin ayetinden bir veya birkaç ayet atlayarak başka ayete geçmek de mekruhtur

21 Bir rekatta, aralarını bir veya birkaç süre atlayarak iki sure okumak-- (iki süreyi bir rekatta ara vermeden peş peşe okumak mekruh değildir)

22 Namazda güzel kokulu bir şeyi koklamak (Kendi isteği dışında burnuna koku gelmesi mekruh değildir)

23 Secdede el ve ayak parmaklarını kıbleden çevirmek-

24 Ellerini rükûda dizlerine, oturuşlarda uylukları üzerine ve ayakta iken sağ eli sol el üzerine koymamak

25 Gözlerini yummak (Ancak namazda huşu ve huzuru ihlal eden şeyleri görmemek için gözleri! yumması mekruh olmaz)

26 Gözlerini yukarıya dikmek

27 Gerinmek,

28 Namaza aykırı "amel-İ kalil=az i"" de bulunmak (Üzerinden bir kıl koparmak gibi)

29 Ağzını ve burnunu örtülü bulundurmak

30 Ağzında erimeyen bir şey bulundurmak (Ağzına çeker gibi bir şey koyup tadı boğazına giderse namaz bozulur)

31 Sıcak, soğuk veya yerin sertliği gibi bir zorunluluk olmadığı halde secdeyi sarığın dolamı üzerine yapmak

32 Burnunda bir özür yokken sadece alın üzerine secde etmek

Çünkü secdede alnı yere koymak farz, burnu yere koymak vaciptir Özürsüz olarak vacibin terk edilmesi mekruhtur Ancak burnu yere koyup, özürsüz olarak alın yere konulmadığı takdirde namaz sahih olmaz

33 Yol üzerinde, hamam içinde, yıkanılan yerde, mezarlıkta, (namaz için ayrılan yer hariç) çöplükte, hayvan kesilen yerde, pisliğe yakın yerde, sahibinin rızası olmayan yerde namaz kılmak

34 Tuvalete çıkmak için sıkıştığı sırada namaz kılmak

(Bu durumda olan, eğer vaktin çıkmasından korkmuyorsa tuvalete çıkıp rahatladıktan sonra abdest alıp namazı yeniden kılar Vaktin çıkmasından korkarsa öylece namazım tamamlar)

35 Düzgün olmayan ve başkasının yanına çıkamayacağı bir elbise ile namaz kılmak Nitekim Hz Ömer bir adamın, düzgün olmayan bir kıyafette namaz kıldığını görünce, ona:

- Seni bu kıyafetle bu insanlara göndersem gider misin" diye sordu, Adam:

Hayır diye cevap verdi Bunun üzerine Hz Ömer:

- Allah Teala, huzuruyla düzgün kıyafetle çıkılmaya daha layıktır, dedi

36 Arzu ettiği bir yemek hazır iken namaza durmak

37 Ayetleri, rükû ve secdelerdeki teşbihleri el ile saymak (Kalben saymak mekruh değildir, dil ile saymak namazı bozar)

38 imam, bir zir'S miktarı (yaklaşık 22 cm) yüksek veya aynı miktar alçak yerde tek basma bulunmak

39 Önündeki safta açık yer varken arkada namaza durmak

40 Bir canlının resmi üzerine secde etmek Canlı resmi bulunan elbise ile namaz kılmak Namaz kılanın, önünde, sağında, solunda, başı üstünde ve arkasında canlı resmi bulunmak

Ayakta duran kişi, yerdeki resmi dikkat etmedikçe göremeyecek derecede küçük olursa veya büyük olup bağı bulunmazsa yahut da cansız bir varlığa ait resim ise namaz mekruh olmaz Cepte veya cüzdandaki resimli para ve kimliklerle de namaz kılmak mekruh değildir

41 Önünden insan geçebileceği zannedilen yerde namaz kılarken önüne "sütre " koymamak

"Sütre" bir arşın (yaklaşık 68 cm) veya daha fazla uzunlukta bir ağaç veya başka bir şeydir Önünden insan geçebileceğini tahmin eden kimsenin, namaza başlamadan sütreyi secde edeceği yerin biraz ilerisine dikmesi müstehap, dikmemesi mekruhtur Böyle bir yerde cemaatle namaz kılmıyorsa imamın önüne sütre dikilmesi yeterlidir

Namaz kılınan yer sert olup sütre dikilecek durumda olmaz veya sandalye gibi ayakta durabilecek bir şey bulunmazsa sütreyi uzunlamasına Önüne koyar, sütre yoksa bir çizgi çizer

Namaz kılan kimse, önünde sütre olsun veya olmasın, önünden geçeni uzaklaştırmaya çalışmamalıdır

Ancak, baş göz veya el işareti ile yahut "Sübhanellah" diyerek önünden geçmeyi önleyebilir Erkekler önünden geçmeyi önlemek için okuyuşu yüksek sesle yapabilir Kadınlar sağ elini sol eli üzerine vurabilir Kabe'yi tavaf edenler orada namaz kılanların önünden geçebilir

42 Kor halinde olan ateşe karşı namaz kılmak (Önünde bulunan mum, kandil ve lambaya karşı namaz kılmak mekruh değildir)

43 Farz olan namazda özürsüz olarak bir şeye dayanmak

44 Namazda insan yüzüne karşı durmak

45 Secdeye varırken ellerini dizlerinden önce yere koymak, secdeden kalkarken dizlerini ellerinden önce kaldırmak (Bir özürden dolayı böyle yaparsa mekruh değildir)

46 Namazda palto veya ceketi giymeyerek omuza almak

47 Önünde uyuyan kimse bulunmak

48 Rükûda başını yukarı dikmek veya aşağı eğmek

49 Eüzü-Besmele, Sübhaneke ve amini açıktan okumak,

50 Rükû ve secde teşbihlerini terk etmek veya üçer defadan az söylemek

51 Camide kendisi için bir yer belirleyerek namazı devamlı olarak orada kılmak,

Namaz Kılana Mekruh Olmayan Şeyler

Cepken giyenin, kollarını geçirmeden namaz kılması, Mushaf veya kılıca karşı namaza durması

Yüzü kendisine karşı olmamak üzere, namaz kılarken önünde insan bulunması,

Hareketlerine engel olmadıkça namaz kılanın, boynuna kılıç ve benzeri bir şey asması, mekruh değildir

Mum, kandil ve lambaya karşı namaz kılmak, üzerine secde edilmedikçe canlı resmi bulunan bir yaygı üzerinde namaz kılmak da mekruh olmaz

Rükûda; elbisesi üzerine yapışarak uzuvlarının belli olmasını önlemek ve elbisesini topraktan korumak için az bir iş ile elbisesini çekmekte bir sakınca yoktur Namaz kılan, alnına yapışan toprağı kendisini rahatsız ettiği takdirde silebildiği gibi terini de silebilir

Yüzünü çevirmeden gözünün ucu ile bakmakta sakınca yoktur, ancak bakmamak daha uygundur Namaz kılanı sinek rahatsız ediyorsa onu kovmak da mekruh değildir

Namazı Bozmayı Vacip ve Caiz Kılan Şeyler:


Namazı bozmak haramdır Ancak bazı durumlarda namazı bozmak vacip, bazı durumlarda caizdir

Saldırıya uğrayan veya suya düşen bir insanın yardım islemesi halinde ona yardım etmek maksadıyla namazı bozmak vacip olur

Davar sürüsüne kurt veya herhangi bir canavarın saldırması, gözleri kör olan veya tehlikeyi fark etmeyen bir kimsenin kuyuya veya çatıdan aşağı düşme tehlikesi ile karşılaşması durumlarında bu gibilere yardım için namazı bozmak caizdir Düşme ihtimali kuvvetli ise o zaman namazı bozmak vacip olur Ebenin; doğacak çocuğun veya annesinin ölmesinden, yahut bir organının telef olmasından korkması halinde namazda ise namazı bozması, değilse namazı ertelemesi yani kazaya bırakması da yine vaciptir

Canavar, sel, yangın ve deprem tehlikesinden korkan veya düşmanla karşı karşıya bulunan kimselerin namazların ertelemeleri caizdir

Nafile namaz kılmakta olan bir kimseyi, anne veya babası, (onun namazda olduğunu bildiği halde) çağırırsa namazı bozabilir Eğer çocuğunun namazda olduğunu bilmeden çağırırsa namazı bozması vacip olur Eğer farz namazında ise anne veya babasından biri çağırırsa namazı bozmaz Ancak bir tehlike dolayısıyla yardım isterlerse namazı bozmak vacip olur

Bir dirhem gümüş değerinde olan şeyin (başkasına ait olsa bile) çalınma korkusu durumunda farz olsa bile namazı bozmak caizdir

Kadın, namaz kılarken tencerenin kaynayıp yemeğin taşmasından veya çocuğunun ağlayıp acı çekmesinden korkarsa namazını bozabilir
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol