Ataturk Haftasi
ATATÜRK HAFTASI
 
Ülkemizin kurtarıcısı, devletimizin kurucusu Atatürk, 10 Kasım 1938 günü saat dokuzu beş geçe öldü.
 
O tarihten bu yana 10 Kasım'la başlayan hafta, yurdumuzda Atatürk Haftası olarak değerlendirilir. Bu hafta içinde, Atatürk'ün yaşamı, yurtseverliği, inkılap ve ilkeleri anlatılır. Ata'nın daha iyi tanıtılması amacıyla açık oturumlar düzenlenir. Radyo ve televizyonda, Atatürk'ün konuşmaları kendi sesinden dinletilir. Atatürk'le ilgili filmler gösterilir. 10 Kasım günü Atatürk, tüm yurtta törenlerle anılır. Ölüm anı olan saat dokuzu beş geçe "ti" sesi ile saygı duruşuna geçilir. Kara ve deniz taşıtları oldukları yerde durarak düdüklerini çalarlar. Düzenlenen anma törenlerinde Ata'nın yaşam öyküsü, Atatürk inkılap ve ilkeleri anlatılır, seçilmiş Atatürk şiirleri okunur.
 
ATATÜRK'ÜN YAŞAMI
 
Selanik'te Ahmet Subaşı Mahallesinin Islahane Caddesinde iki katlı pembe boyalı bir ev vardı. Bu evde Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım otururdu. 1881 yılında bir oğulları oldu. Adını Mustafa koydular. Mustafa sarı saçlı, mavi gözlü bir çocuktu.
Bütün çocuklar gibi Mustafa'nın çocukluğu da mahallede komşu çocukları ile güle oynaya geçti. Mustafa, Şemsi Efendi Okuluna başladı. Kısa bir süre sonra babası Ali Rıza Efendi öldü.
Güç koşullar altında öğrenimini sürdüren Mustafa, bugünkü askeri ortaokul dengi olan Askeri Rüştiye'ye başladı. Orta kısmı başarı ile bitirdikten sonra lise dengi olan Manastır Askeri İdadi'sine yazıldı. Derslerine düzenli olarak çalışan Mustafa Kemal liseyi bitirdi.
 
İstanbul'a gelerek Harp Okulunun piyade sınıfına girdi. Üç yıllık öğrenimini başarı ile sona erdi. Kurmay subay yetiştirilmek üzere Kurmay Okulu'na seçildi.
 
Mustafa Kemal, bu okulda geleceğe yönelik tasarı ve ileri düşünceleriyle kendini tanıttı. Başarılı bir öğrenimden sonra Kurmay Yüzbaşı oldu. Zamanın padişahı II. Abdulhamit'in gizli polisleri Mustafa Kemal'in ileri düşüncelerini, arkadaşları ile yaptığı tartışmaları, O'nun özgürlük ve siyasal konulardaki düşüncelerini padişaha bildirmişlerdi. Mustafa Kemal ve arkadaşları bu nedenlerle Yıldız Sarayı'nda sorguya çekildiler. Mustafa Kemal bir süre tutuklu kaldı. Fakat suçlu görülmedi. Ancak düşünceleri tehlikeli sayıldığı için, başkentten uzağa Şam'da bulunan Beşinci Orduya gönderildi.
 
Mustafa Kemal, Şam'da arkadaşları ile birlikte Vatan ve Hürriyet adlı gizli bir dernek kurdu. Sonra gizlice Makedonya'ya geçti. Selanik'te Vatan ve Hürriyet Derneği'nin bir şubesini açtı. Dernek, padişahın baskı yönetimine karşı kurulmuştu. Bu nedenle yapılacak çalışmaların gizli olması gerekiyordu. Şam kenti dışındaki yerlerde bulunan subayların da derneğe katılmaları için Mustafa Kemal görevlendirildi. Bu amaçla aynı yıl subayların yoğun olarak bulunduğu Makedonya'daki 3. Orduya atandı.
 
1908 yılında meşrutiyet ilan edilince İttihat ve Terakki Fırkası iktidarı aldı. Ancak padişahın kışkırttığı gericiler meşrutiyete, yeni düşüncelere ve atılımlara karşı çıktılar. Kışkırtmalar sonucu İstanbul'da 31 Mart ayaklanması oldu. Bunun üzerine Selanik yöresindeki birliklerden bir ordu toplandı. Mustafa Kemal, Harekat Ordusu adını verdiği bu orduda görev aldı. Ayaklanma bastırıldı. Harekat Ordusuyla birlikte Mustafa Kemal Selanik'e döndü. İki yıl sonra Genel Kurmay Başkanlığında bir göreve atandı.
 
Bu sırada İtalyanlar Trablusgarb'a saldırdılar. Mustafa Kemal ve arkadaşları Tobruk'a giderek buradaki Türk birliklerine katıldılar. Yapılan savaşlarda önemli başarılar sağlandı. Ancak bu sırada Balkan Savaşı başlamıştı. Mustafa Kemal geri dönmek üzere Mısır'a geldiğinde Selanik'in düşman eline geçtiğini; Bulgar ordularının Çatalca'ya kadar ilerlediklerini öğrendi.
 
İstanbul'a gelen Mustafa Kemal'e Bolayır'da bulunan bir kolordunun kurmay başkanlığı görevi verildi. Savaş süresince bu görevde kaldı. Balkan Savaşı sona erince Sofya'ya ataşemiliter olarak atandı. Bir süre sonra Birinci Dünya Savaşı başladı. Almanların yanı sıra Osmanlı İmparatorluğu da savaşa katıldı.
 
Mustafa Kemal, bulunduğu görevden alınarak bir kıta komutanlığına getirilmesini istedi. Bunun üzerine Tekirdağ'da yeni kurulan 19. Tümenin komutanlığına atandı. Mustafa Kemal'in kısa sürede hazırladığı tümen Çanakkale Savaşları'na katıldı. Mustafa Kemal burada düşmanın karadan ve denizden yaptığı saldırıları durdurdu.
 
Anafartalar'da bir avuç güçle düşmanların bütün planlarını bozdu. Onlara kayıplar verdirdi. Çanakkale Boğazı'nı geçmelerini önledi. Bu başarılar sonucu rütbesi albaylığa yükseltildi ve Anafartalar Kahramanı olarak anılmaya başladı.
 
Mustafa Kemal Çanakkale Savaşı'ndan sonra Diyarbakır'daki kolordu komutanlığına atandı. Bu görevde iken rütbesi generalliğe yükseltildi. Muş ve Bitlis'i Ruslardan kurtardı. (1916)
 
Daha sonra 7. Ordu Komutanlığına atandı. Bu ordu Halep'te toplanıyordu. Atatürk grup komutanı oldu. Alman generalinin ordunun yönetimi konusundaki düşüncelerine karşı çıktı. Ordu komutanlığını bırakarak İstanbul'a geldi. Veliaht Vahdettin'in Almanya'ya yaptığı resmi geziye katıldı. Dönüşte hastalanarak Viyana ve Karlsbad'a gitti. Bu sırada padişah 5. Mehmet öldü. Vahdettin VI. Mehmet adı ile tahta çıktı. Yurda dönen Mustafa Kemal yeniden 7. Ordun komutanlığına getirildi. Şam'da başkaldıran Arap kabileleriyle savaştı. Onların ilerlemesini önledi. Bundan sonra Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atandı. Bu sırada savaş sona ermiş, Mondros Silah Bırakışması imzalanmıştı. Mustafa Kemal bu bırakışmanın kötü koşullarını kabul etmedi. Emrindeki silah ve kuvvetleri düşmana vermeyeceğini hükümete bildirdi. Bunun üzerine komuta ettiği Yıldırım Orduları Grubu kaldırıldı. Mustafa Kemal de İstanbul'a döndü.
 
ATATÜRK HAFTASI - ATATÜRK İLKELERİ
 
Atatürk döneminde gerçekleştirilen köklü değişikliklere Atatürk İnkılapları (Devrimi) denir. Atatürk devrimleri ileriye, güzele, iyiye doğru yapılan köklü değişikliklerdir.
 
Atatürk'ün dünya görüşünü oluşturan temel inançlar da Atatürk ilkeleridir. Atatürk devrim ve ilkeleri bir bütündür. Bu bütün, çağdaş uygarlığa ulaşmayı amaçlar.
 
ATATÜRK İLKELERİ
 
Atatürk'ün dünya görüşünü oluşturan temel inançlarına Atatürk ilkeleri denir. Atatürk ilkeleri bir bütündür. Başlıcaları şunlardır:
 
Cumhuriyetçilik:
Cumhuriyet, halkın halk tarafından yönetilmesidir. Cumhuriyet yönetiminde egemenlik ulusundur. Ulus egemenlik hakkını ve yetkisini temsilcileri aracılığıyla kullanır. Halkın temsilcileri Büyük Millet Meclisi'ni oluşturur. Ülkeyi bu meclis yönetir. Yönetimi bu meclis denetler.
Atatürk, belirli kişi, topluluk ve ailenin ülke yönetiminde söz sahibi olmasını doğru bulmazdı. Bu amaçla saltanat yönetimini kaldırarak 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti ilan etti.
 
Halkçılık:
Cumhuriyet yönetimi halkçılık ilkesinin benimsenmesi ile yerleşir. Halkçılık, halkın genel mutluluğunu düşünmektir. Halkçılık ilkesi halkımızın sosyal, kültürel, ekonomik yönden gelişip güçlenmesini amaçlar.
 
Laiklik:
Cumhuriyetten önce ülkemiz din kurallarına göre yönetilirdi. Devleti ilgilendiren önemli konularda din adamlarının onayı gerekirdi. Din adamları Müslüman olmayan bilim adamlarının buluşlarını, yeniliklerini benimsemezlerdi. Bunlara karşı çıkarlardı. Bu nedenle Osmanlı imparatorluğu önceleri durakladı. Sonra geri kaldı. Dinin devlet işlerine karıştırılması yurdumuza yeniliklerin girmesini geciktirdi. Atatürk din ve devlet işlerini birbirinden ayırdı. İnsanların dini inançlarında, ibadetlerinde serbest olduğunu belirtti. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasına Laiklik denir.
 
Devletçilik:
Bu ilke ekonomik kalkınmada devlete büyük görevler yükler. Atatürk sosyal, kültürel, ekonomik alanda kalkınmanın gerçekleştirilebilmesi için devletin büyük masraflar isteyen konularda öncülük etmesini isterdi. Bu amaçla yurdun birçok yerinde hava alanları kuruldu. Devlet eliyle Bursa'da Merinos, Nazilli'de Bez fabrikası, Uşak'ta Şeker fabrikası açıldı. Demir - Çelik sanayiinin geliştirilmesi amacı ile Karabük Demir - Çelik fabrikası, madenlerimizin işletilmesi için Etibank kuruldu. Devlet eliyle limanlar yapıldı. Türk Hava Yolları kuruldu. Yurdumuzdaki demiryolları devlete mal edilerek genişletilmeye, işletilmeye başlandı.
  
Milliyetçilik:
Ulusal Kurtuluş Savaşımızın çıkış noktasını oluşturur. Atatürk'ün bu ilkesi dünyada ezilen ulusların kurtuluşuna ışık tutmuştur. Atatürk'ün milliyetçiliği kültür ve düşünce birliği temeline dayanır. Ulus bireylerinin tasada ve kıvançta bir ve beraber olmalarını ön görür. Atatürk yurt ve dünyada barış ülküsüne bağlı bir önderdi.
 
İnkılapçılık:
İnkılap; ileriye, güzele, iyiye doğru yapılan köklü değişikliklerdir. Bu amaçla Atatürk bir dizi değişiklikler yapmıştır. Değişen, ilerleyen dünyamızın gerisinde kalmamak için ilerlemek zorundayız. Sonsuza doğru durmadan ilerleyeceğiz. Atatürk inkılaplarının bekçisi, ilkelerinin savunucusu bizleriz. Atatürk ilkelerini korumak ve kollamak ulusal bir görevdir.
 
ATATÜRK HAFTASI - ATATÜRK İNKILÂPLARI
 
Atatürk inkılâpları ile çağdaş bir devlet niteliğine kavuştuk. Dünyada saygınlığımız arttı. Yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Tarımın modernleşmesinde devlet öncü oldu. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Sonunda ülkemiz bayındır oldu. Ulusumuz zenginleşti.
 
Siyasal Alanda Yapılan Değişiklikler:
Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde 1919 yılında başlayan Ulusal Kurtuluş Savaşımız 1922'de tamamlandı. Osmanlı Devleti yöneticileri bu savaşın önderleri hakkında ölüm fermanları imzalamaktan çekinmediler. Kurtuluş Savaşı bittiği zaman bir yanda Büyük Millet Meclisi Hükümeti, öte yanda Osmanlı Saltanatı vardı. Büyük Millet Meclisi'nin 1 Kasım 1922 günü kabul ettiği bir yasa ile tarihimizde saltanat dönemi kapandı. Yeni bir dönem başladı. Osmanlı Saltanatının kaldırılmasından sonra 1921 Anayasası'nda değişiklikler yapıldı. 29 Ekim 1923 günü Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin Cumhuriyet olduğu kabul edildi.
Cumhuriyetin ilanı ile tarihimizde Cumhuriyet Dönemi başladı.
 
Hukuk Alanında Yapılan Değişiklikler:
Cumhuriyet öncesinde yargı işleri din adamları tarafından görülürdü. Kadı adı verilen yargıçlar din kurallarına göre karar verirdi. Hukuk alanında yapılan değişiklikle eski mahkemeler kapatıldı. Eski yasalar yürürlükten kaldırıldı. Uygar ulusların yasaları örnek alınarak boşanma, miras, ceza hukuku yeniden düzenlendi. Hukuk devrimi ile kadın - erkek arasında eşitlik sağlandı. Miras konusunda kadın ve erkek eşit pay almaya başladı. Kadınlar da erkekler gibi seçme ve seçilme hakkına kavuştu.
 
Eğitim Alanında Yapılan Değişiklik:
Osmanlı Devletinde eğitim sistemi dinseldi. Mahalle okulunu bitirenler isterlerse öğrenimlerini Medreselerde sürdürürlerdi. Medreselerde genel olarak dini bilgiler öğretilirdi. Bu öğrenim kurumlarında tekniğe, bilime önem verilmezdi. Medreselerin yanı sıra İmparatorluğun devlet işleri için kurulmuş Enderun adlı Saray Okulu vardı. Çok sonraları Tanzimat Döneminde Ortaokul dengi Rüştiye, Lise dengi İdadi ve Sultani okulları açıldı. Daha sonra Tıp, Harp Okulu, Mülkiye Okulları kuruldu.
Cumhuriyet döneminde dine bağlı eğitim sistemine son verildi. Eğitim kurumlarında bilimsel yöntem ve ilkelere dayalı eğitim çalışmaları başladı. Tüm okullar bu ilkelere göre yeniden örgütlendi.
Atatürk eğitime, öğretime çok önem verdi. Bilgisizliği kısa yoldan çözmek, okuma yazmayı kolaylaştırmak amacı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928 tarihinde Türk Alfabe Yasası'nı kabul etti. Bu alfabe ile okuma yazma öğrenilmesi için Ulus Okulları açıldı. Bütün yurtta okuma yazma öğrenme çalışmaları başladı. Atatürk, Ulus Okullarında Başöğretmen olarak dersler verdi.
Harf değişikliğini, dilde özleşme izledi. Arapça ve Farsça sözcüklerden oluşan Osmanlıca yerine Türkçe konuşulup yazılmaya başlandı. Atatürk Türk Dili'nin benliğine kavuşma çalışmalarını yürütmek amacı ile 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdu. Dilimiz yabancı sözcüklerden arındı.
 
Ekonomik Alanda Yapılan Değişiklikler:
Lozan Barış Antlaşması ile yabancı uyruklulara tanınan kapitülasyon ayrıcalıkları kaldırıldı. Ülkemiz kendi zenginlik kaynaklarına sahip çıktı. Her alanda devlet öncülük etmeye başladı. Bankalar, fabrikalar kuruldu. Modern tarım çalışmalarına başlandı. Yollar, özellikle demiryolları yapımında büyük çaba gösterildi. Böylece yurdun en uzak yerlerine ulaşma olanağı hazırlandı. Ekonomik bağımsızlığımız kazanıldı. Ekonomik alanda sağlanan bu başarılar sonucu yurdumuz bayındırlaştı. Ulusumuz zenginleşti. Halk için ağır bir yük olan aşar vergisi kaldırıldı. Çağdaş vergilendirme yöntemleri uygulanmaya başlandı.
 
Sosyal Alanda Yapılan Değişiklikler:
Atatürk, ulusumuzun uygar uluslar düzeyine ulaşması için, sosyal alanda da köklü değişiklikler yaptı. Yeni okullar açtı. Hastaneler, dispanserler kurulmasını sağladı. Güzel sanatların gelişmesi için gerekli girişimlerde bulundu. Konservatuar kuruldu. Stadyumlar, spor alanları, kapalı spor salonları yapıldı. Uygar bir toplum için gerek duyulan tüm sosyal kurumlar Atatürk döneminde açıldı.
 
Ölçü Birimlerinde Yapılan Değişiklikler:
Atatürk dünya ile ilişkilerimizi düzenli yürütmek için ölçü birimlerinde değişiklikler yaptı.
Uzunluk ölçüsü birimi olarak arşın, endaze; ağırlık ölçüsü birimi olarak okka, dirhem gibi ölçüleri kaldırarak bugün kullanmakta olduğumuz ölçü birimlerini kabul etti.
Yurdumuzda daha önce takvim Hicri takvime göre düzenlenmişti. Buna göre dünyanın kullandığı takvimle aramızda 580 yıl kadar bir farklılık vardı. 1 Ocak 1926 tarihinden sonra bizde de Miladi takvim kullanılmaya başlandı.
Eskiden ülkemizde ezani saat kullanılıyordu. Bu saat uygar ülkelerin kullandığı saate uymuyordu. Takvimde olduğu gibi saatler arasındaki bu uymazlık büyük karışıklıklara neden oluyordu. Bunları önlemek için takvimle birlikte bugünkü kullandığımız saat kabul edildi.
Hafta tatili Cuma'dan Pazar gününe alındı.
 
ATATÜRK HAFTASI - ŞİİRLER
  
ATATÜRK'ÜN RESMİ
 
Kürsünün üstünde bir resim;
Gözleri denizlerden mavi,
Bakışları güneşlerden sıcak.
Bu resimle başlar bizim günümüz,
Kıvançla dolar, taşar gönlümüz.
Öğretmenimiz kürsüde
Verdiği dersi
Dinler bizimle birlikte,
Atatürk'ün resmi.
Çalışkanız çünkü
Çalışınca,
Bakarız. Atatürk güldü.
Bir yanlışlık yaparsak,
Bulutlanır gözleri,
Anlarız Atatürk üzüldü.
 
Behçet NECATİGİL
 
MUSTAFA KEMAL
 
Mustafa Kemal'i gördüm düşümde,
Daha, diyordu.
Uğruna şehit olasım geldi hemen
Sabaha, diyordu.
 
Al bir kalpak giymişti al,
Al bir ata binmişti, al,
Zafer ırak mı ? dedim,
Aha, diyordu.
 
Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
 
ATATÜRK
 
Düşmanların elinden
Bizi kurtaran sensin.
Bu toprağı yeniden
Özenle kuran sensin.
 
Ünümüzü dünyaya
Mertçe duyuran sensin.
Gündüz gün, gece aya
Benzer kahraman sensin.
 
Adını büyük, küçük
Anıyoruz her zaman,
Adı büyük Atatürk
Anlı şanlı kahraman.
 
Nabzımızda atansın
Ey ! ölmeyen atamız.
Gönlümüzde yatansın
Seni unutamayız.
 
Mehmet Necati ÖNGAY
 
ATATÜRK
 
Yapraklar dökülür kasımlarda,
Yeller uğuldar vadilerde, ne çıkar,
Bir özgürlüksün çağlara en güzelinden,
Sen bayrak bayrak fikirsin,
Ölüşün diriliştir yeniden.
Başak saçlarında Anadolu'm,
Gözlerinde yurdumun denizleri,
Sen yarınlara uzanmış ışık,
Savaşta kartal, barışta defne çelengi,
Sen sonu yenmiş zamansın.
Sende çarpar, sende düşünür Türkiye'm,
Sende büyür kucaklar,
Ulusun beyni, toprağın yüreği,
Kemal Paşam, Atatürk'üm !
Sen mayıslarda doğan güneş,
Evrenimin sabahı, damarımın kanı,
Sen mavilerde yeşeren yapraksın,
Bir yolsun sevgi, sevgi
Sen her mevsimde açan baharsın!
 
M.Güner DEMİRAY
 
ATATÜRK GÜLÜMSEDİ
 
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Biz sınıfa girince
Dağıldı kara bulutlar
Açıldı gonca.
 
Baktı ki okul yenidir
Siz yenisiniz, düşünceler yeni
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Saklıyamadı sevincini.
 
Baktı ki gençsiniz, bilgili
Eğitiyorsunuz yolunca, yöntemince
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Sevindi onca.
 
Baktı ki karışmış aramıza,
Çiziyorsunuz yolu,
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Gözleri dolu dolu.
 
Anlaşılan bütün yaz.
Atatürk gözünü kırpmamış,
Çünkü boşmuş sıralar,
Çünkü harf okunmamış.
 
Kapkara bulutlar inmiş
Işıklı gözlerine.
Bora gibi, fırtına gibi Atatürk'üm
Sanırım yönelmiş bilgisizliğe.
 
Ama baktı ki gün doğmuş,
Bir koşu varmışız okula
Özlemle açılmış kitaplar,
Bir iştah, kızda oğlanda.
 
Baktı ki zil çalmış,
Sınıfa girmişsiniz
Bütün bakışlar sizde
Günaydın demiş.
 
Derse başlıyorsunuz
Sımsıcak bir sevgi gözlerinizde.
Baktı ki Türkiye'si Türkiye'miz
Aydın ufuklarda yürüyor hızla.
 
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Övünüyor bizle.
Dağıldı kara bulutlar
Biz sınıfa girince.
 
Atatürk gülümsedi öğretmenim
Kürsüde kendini görünce.
 
Talat TEKİN
 
ATATÜRK'TEN SON MEKTUP
 
Siz beni halâ anlamadınız
Ve anlamayacaksınız çağlarca da…
Hep tutturmuş "Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u diyorsunuz
Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz.
Mustafa Kemal'i anlamak bu değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Bırakın o altın yaprağı artık,
Bırakın rahat etsin anılarda şehitler.
Siz bana, neler yaptınız ondan haber verin.
Hakkından gelebildiniz mi yokluğun, sefaletin ?
Mustafa Kemal'i anlamak yerinde saymak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Bana, muştular getirin bir daha,
Uygar uluslara eşit yeni buluşlardan…
Kuru söz değil, iş istiyorum sizden anladınız mı ?
Uzaya Türk adını Atatürk kapsülüyle yazdınız mı ?
Mustafa Kemal'i anlamak avunmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Halâ, o, acıklı ağıtlar dudaklarınızda,
Halâ oturmuş, 10 Kasımlarda bana ağlıyorsunuz.
Uyanın artık diyorum, uyanın, uyanın !
Uluslar, fethine çıkıyor, uzak dünyaların…
Mustafa Kemal'i anlamak göz boyamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Beni seviyorsanız eğer ve anlıyorsanız ;
Laboratuarlarda sabahlayın, kahvelerde değil.
Bilim ağartsın saçlarınızı… Kitaplar…
Ancak, böyle aydınlanır o sonsuz karanlıklar…
Mustafa Kemal'i anlamak ağlamak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Demokrasiyi getirmiştim size, özgürlüğü…
Görüyorum ki, halâ aynı yerdesiniz, hiç ilerlememiş,
Birbirinize düşmüşsünüz, halka eğilmek dururken.
Hani köylerde ışık, hani bolluk, hani kaygısız gülen ?
Mustafa Kemal'i anlamak itişmek değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
Arayı kapatmanızı istiyorum uygar uluslarla
Bilime, sanata varılmaz rezil dalkavuklarla.
Bu vatan, bu canım vatan, sizden çalışmak ister,
Paydos övünmeye, paydos avunmaya, yeter, yeter !
Mustafa Kemal'i anlamak aldatmak değil,
Mustafa Kemal ülküsü, sadece söz değil.
 
ATATÜRK
 
Adını adımdan önce,
Heceledim, öğrendim,
Duvarları, kitapları,
Senin resminle beğendim.
 
Binbir biçim içinden,
Bir anda seçerim yüzünü,
Kimse alamaz içimden,
Gözlerinin gündüzünü.
 
Bütün bildiklerimden,
daha yakınsın yüreğime,
Alfabeyi hecelerken,
"Atatürk" yakıştı elime.
 
Seni yazdım, okudum,
Seni belledim yürekten,
Her törende birlikteyiz,
Bayrağın içinde sen, ben.
 
Daha iyi anladım her yıl,
Açıldıkça düşüncelerim,
İlk sevgim büyür, büyür de,
Seni daha da severim.
 
Her yön sen olursun sen,
Kitap, tren, şapka, kravat,
Sen Türkiye'mi uçuran,
En büyük tanrısal kanat.
 
Her On Kasım'da gözlerimiz,
Bir daha ağlarken sana,
Bir kez daha inanırız,
Her yerde yaşadığına.
 
İbrahim Zeki BURDURLU
 
O BİR IŞIKTIR
 
O bir ışıktır,
Sönmedi,
Sönmeyecek.
 
Türk gençliği
İzinden,
Dönmeyecek.
 
Kimse kesemez,
İçimizdeki
Büyük hızı…
 
Bizler yaşadıkça
Yaşatacağız,
Ata'mızı.
 
Öğrenci Behlü ZEREN
 
ATATÜRK HAFTASI - GÜZEL SÖZLER
 
 Hürriyet ve bağımsızlık benim karakterimdir.
 Cumhuriyeti biz kurduk, fakat sizler yaşatacaksınız.
 Her gelişmenin ve kurtuluşun anası hürriyettir.
 Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeter.
 Öğrenciye her ne yaşta olursa olsun geleceğin büyüğü gözü ile bakmalı ve öyle davranılmalıdır.
 Okul genç kafalara, insanlığı, saygıyı, ulusu ve ülkeyi sevmeyi, bağımsız yaşamayı öğretir.
 
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol