Sigara
SİGARANIN  YARARLARI

1.  Sigara  içeni  köpek  ısırmaz,  çünkü  yanında  sürekli  baston  taşır.

2.  Sigara  içenin  evine  hırsız  girmez,  çünkü  sabaha  kadar  öksürür.

3.  Sigara  içen  yaşlanmaz,  çünkü  genç  yaşta  ölür.

4.  Sigara  içen  alçak  gönüllüdür, çünkü  herkesten kolayca  ateş  zehir  ister.

5.  Sigara  içen  bonkördür, çünkü  zehiri herkese  ikram  etmekten kaçınmaz.

6. Sigara iç dedene kavuş, Sigara içme Torununa kavuş !
LÜTFEN  BENİM  SAĞLIĞIM  İÇİN  SİZ  SİGARA İÇMEYİNİZ ! [BEBEK]

  VÜCUDUMUZDAKİ  ÇÖP  SEPETLERİ

Prof. Dr. M. Münip Yegin
Bu başlık altindaki bilgilerimizi yazarken, (öncelikle) sigaradan bahsetmek istiyoruz.

Sigarada ve dumanında en az 300 çeşit kimyevi zararlı maddeler vardır. Bunların başında, bilinen en şiddetli zehirlerden olan NİKOTİN geliyor. Nikotinin tababette kullanılış alanı yoktur; sadece haşeratı öldürmeye yarar. O sebeple sigaranın kokusundan yılan bile tiksinir.

 Günde bir paket sigara içen kişi, sıhhatından en az beş yıl kaybeder. Hiçbir terörist sigara kadar öldürücü olamaz. Sigara, ölümün oltasında mutluluk veren bir yem gibidir.

 Ölüm, sigara dumanının arkasında saklanarak sezdirmeden tiryakiye yaklaşır.

 Bir adet sigarada bulunan maddeler, bir kişinin damarına zerk edilse, birkaç dakika ölüm vukua gelir. Sigara içen ile sigara dumanıyla kirlenmiş havayı teneffüs eden arasında gördüğü zarar bakımından çok az fark vardir. Yani içene zararı yüzde yüz ise, sigara içilen yerde durana bu zarar yüzde 70 veya 80 nisbetindedir.

 Sigara içenlerde, Akciğer kanserine yakalanma oranı 20 fazladır. Kendisi içmediği halde sigara dumanı bulunan yerlerde duran kişilerde bu nisbet 10 veya 15 kat kadar olabilir. Günde iki paket ve daha fazla içenlerde kansere tutulma sıklığı 30-40 misli artış göstermektedir. Havadaki dumanın kesafeti nisbetinde de, orada bulunanlara zarar veriyor. Sıgara dumanındaki zararlı maddeler vücuttan idrar ile süt ve ter ile atıldıkları için, böbreklere, süt emen yavrulara ve deri dokusuna da büyük zararlar vermektedirler. Sigara içenlerde böbrek ve deri hastalıklarının arttığı biliniyor.
 

 Sigaradaki kimyevi maddelerin etkilerini şöyle gruplayabiliriz:

1. Tahriş edici tesiri
2. Felç yapıcı tesiri
3. Kanser yapıcı tesiri
4. Kansızlık meydana getiren tesiri
5. Damar sertliği yapan tesiri
6. Böbrek iltihabı yapan tesiri
7. Çocuk düşürten tesiri
8. Cinsiyet gücünü azaltıcı tesiri
9. Sinirleri yıpratıcı tesiri.

Sigara dumanındaki zararlı madde çeşitleri:

1. Nikotin ve onun yıkıntı ürünü olan alkaloidler
2. Katran: Içersinde çok sayıda kanser yapıcı maddeler var (benzo-pyren gibi)
3. Nitrozaminler: Çok sayıdadırlar ve kanser yapıcıdırlar
4. Arsenik: Kanser yapıcıdır
5. Polonium - 209-210: Radyoaktif ve kanser yapıcıdır
6. Kükürt: Dumanın koyu rengini verir, kanserojendir
7. Karbon monoksit ve Karbon dioksit: Kanın görevine mani oldukları için kansızlık arızaları ortaya çıkar (nefes darlığı, iştahsızlık, sinirlilik, yüz renginin sararması, güç azlığı, ellerin titremesi gibi)
8. Siyanidrik asid: Dünyadaki kan zehirlerinin en şiddetlisidir.

Bunlardan başka Laktonlar, Kokarsinogen maddeler ve çok sayıdaki diğer alkaloidler gibi kimyevi bileşiklerin mevcut olduğu biliniyor.

Ehemmiyetinin özelliği sebebiyle "Felç yapıcı tesir" hakkında biraz açıklama yapmak istiyoruz. Akciğer dokusu hava borularıyla torbacıklardan meydana gelmiştir. Torbacıkların alttan çıkış yolu yoktur. Havayı torbacıklara getiren boruların iç kısmı CILIA denen canlı kıl gibi hücre uzantılarıyla kaplıdır. Bu uzantılar, gece, gündüz demeden devamlı hareket halindedirler; ciğerlerimize giren her türlü yabancı madde ve tozları yukarıya doğru çıkarıp atmak için hiç yorulmadan çalışırlar.

 Fakat bu kılcıklar çok hassastırlar ve bir nefes sıgara dumanı çeken kişide, çok şiddetli bir zehir olan nikotinin tesiriyle bu "Cilia"lar derhal felç olurlar. Tekrar canlanabilmesi için 8-10 saat gibi bir zamana ihtiyaç vardır. Tiryaki onlara bu imkani vermediği için, hava borularımızdaki bu canlı kılcıklar, bütün gün hep ölü gibi hareketsizdirler. Gece uyurken, sabaha karşı nisbeten canlılık kazanırlar; tiryaki sabahleyin kalkınca o ince uzantılar hava borularının temizlenmesinde vazife görmeye başlarlar. Şahısta yatağından kalkınca o sebeple boğuk sesli ve acayip tavirli bir öksürme hali görülür. Nefes boruları biraz balgam çıkarmak isterse de, bunu idraktan uzak olan tiryaki, nefsinin arzusuna tabi oluşu yüzünden hemen yeni bir sıgara yakar. Hem öksürür hem de dumanlanır, nikotinin tesiriyle koruyucu kılcıklar (Cilialar) tekrar felç oldukları için hava borucuklarında ve hava keselerindeki her türlü yabancı maddelerin oldukları yerde kalmalarıyla yeni bir zararlı gün başlamıştır. Neticede, günlerce ve hatta yıllarca meydana gelen birikintiler, akciğerin hava keselerini hiç boşaltılmayan "çöp sepetleri"ne benzetmiştir. Çünkü teneffüs edilen havada yalnız sıgara dumanındakiler değil, içinde yaşadığımız muhitteki bir çok tozlar, mikroplar vs. çok çeşitli yabancı maddeler mevcuttur, Herbirinin zararlari sebebiyle, o akciğer mutlaka hastalanmağa mahkumdur.

Ehemmiyetinin özelligi sebebiyle "Felç yapıcı tesir" hakkında biraz açıklama yapmak istiyoruz. Akciğer dokusu hava borularıyla torbacıklardan meydana gelmiştir. Torbacıkların alttan çıkış yolu yoktur. Havayı torbacıklara getiren borularin iç kısmı CILIA denen canlı kıl gibi hücre uzantılarıyla kaplıdır. Bu uzantılar, gece, gündüz demeden devamlı hareket halindedirler; ciğerlerimize giren her türlü yabancı madde ve tozları yukarıya doğru çıkarıp atmak için hiç yorulmadan çalışırlar.
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol