Ogretci Metinler
Öğretici Metinler

Öğretici metinler, bilgi ve haber vermek, ikna etmek, kanıları değiştirmek, uyarmak, düşündürmek, yönlendirmek, tanıtmak gibi amaçlarla yazılan metinlerdir.
Öğretici metinler ele aldığı konuya göre çeşitli türlere ayrılır. Bu türlerin hepsinin konuyu ele alış biçimi ve üslubu farklılık gösterir.
 
Öğretici metinler şu şekilde gruplandırılmaktadır:
1. TARİHÎ METİNLER: Toplumları, milletleri, kuruluşları etkileyen hareketlerden doğan, olayları zaman ve yer göstererek anlatan, bu olaylar arasındaki ilişkileri, daha önceki ve sonraki olaylarla bağlantılarını, karşılıklı etkilenmeleri, her milletin kurduğu medeniyetleri, kendi iç sorunlarını inceleyen bilim dalına “tarih” tarih incelemeleri sonucunda yazılan metinlere de tarihi metin denir.
 
2. FELSEFÎ METİNLER: Felsefe konularını ele alan, felsefi problemler üzerinde duran metinlere felsefî metin denir. Yunanca “seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum” anlamına gelen “phileo” ile “bilgi bilgelik” anlamına gelen “sophia” sözcüklerinin birleşmesinden oluşan “felsefe” kavramı üzerinde herkesin uzlaştığı net bir tanım yoktur. İnsan yaşamının anlamıyla, varlık, bilgi ve değerle ilgili sorulara cevap bulmaya, bu konularda ortaya çıkan problemleri çözümlemeye çalışır. Felsefi düşünce, araştırmaya ve eleştirel bir tavra dayanan bir düşüncedir. Felsefi düşünce, kendisine veri olarak aldığı her türlü malzemeyi aklın eleştirici süzgecinden geçirir. Felsefe insanın yaşamını, değerlerini ve amaçlarını sorgulayan, bu alanda insan yaşamının ve eylemlerinin kendilerine dayanacağı genel ilkelerin bilgisidir.
 
3.BİLİMSEL METİNLER : Bilimsel bilgiyi iletmeyi sağlayan metinlere “bilimsel metinler” denir. Bu yazılarda açıklık ve kesinlik önemlidir. Alanında gerekli donanıma sahip kişilerce kısa, öz ve hemen anlaşılabilir tarzda yazılır. Bu yazıların en önemli amacı bilimsel iletişimi gerçekleştirmektir. Bilimsel metinler; bilimsel makale, tarama, değerlendirme yazıları, konferans raporları, toplantı özetleri olarak gruplandırılabilir. Bu metinler; başlık, özet, giriş, asıl metin, sonuç ve tartıma bölümlerinden oluşur.
 
4.GAZETE ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİN TÜRLERİ:
MAKALE: Herhangi bir konuda bilgi verme, bir görüşü, bir düşünceyi savunmak, desteklemek veya ispatlamak amacıyla yazılmış yazılardır. Temel ögesi “düşünce” olan metin türüdür. Makaleler sanat, edebiyat, bilim siyaset ve toplumu ilgilendiren her konuda yazılabilir. Günlük gazete ve dergilerin dışında belirli bir bilim dalı ile ilgili makaleler de vardır. Her makale belirli bir alandaki uzmanlığın ürünü olmalıdır. Makalenin belli bir hedef kitlesi bulunur. Toplumun ilerlemesi açısından önemi vardır. Makalelerde kanıtlama vardır. Yazar işlediği konuyu her yönü ile araştırıp açıklamak ve okuyucuya benimsetmek durumundadır. Makalenin sonuç bölümünde değerlendirme yapılmalı ve öneriler sunulmalıdır.

DENEME : Denemeler özel görüş ve düşünceleri kesin kurallara varmadan iddiasız, söyleşi havası içinde anlatan metinlerdir. Her türlü konuda yazılabilir. Düşündürürken öğretici olmasından ve yazarın içtenliğinden gücünü alır. Ufuk açıcı özelliğe sahiptir. Denemelerde, felsefi, sosyolojik, ilmî, tarihi temalar ve olaylar bireysel dilin sağladığı rahat ve duygu yönü olan söyleyişle anlatılır. Deneme metinleri; öğretici ve eleştirel deneme, felsefî ve sosyal konularda bireysel düşünceyi ifade eden deneme olarak gruplanır.

SOHBET: Yazarın, herhangi bir konu üzerindeki kendine özgü düşüncelerini, duygularını okuyucularıyla karşılıklı konuşuyormuş gibi içten bir anlatımla ortaya koyan metinlerdir. Konuşma edasıyla, fikirleri derinleştirmeden ifade ederler. Anlatım biçimi samimi konuma tavrıyla beslenir. Sohbet metinlerinde mahalli ve kişisel söyleyişlere yer verilir. Her türlü konu işlenebilir. Ele alınan konu okuyucuyu sıkmadan günlük konuşma havası içinde verilir.

FIKRA : Günlük gazetelerde yayınlanan düşünce yazılarıdır. Her konuda fıkra yazılabilir. Fıkralarda geniş kitleyi ilgilendiren günlük olaylardan seçilmiş farklı konular ele alınır. Gazetelerde yayınlanan fıkralarla sözlü kültür ürünü olan fıkralar birbirinden ayrılır.l Fıkra yazarı öne sürdüğü görüşleri ispatlamak, verdiği bilgilerin doğruluğunu belgelemek zorunda değildir. Yazdığı konu ile ilgili kendi düşüncelerini, görüşlerini, duygularını rahatlıkla anlatabilir. Fıkralarda kesin bir sonuca varılmaz. Fıkra yazarı kişisel anlayışını herhangi bir kanıt göstermeden kendine özgü bir dille anlatır.

ELEŞTİRİ : Bu metinler eseri, yazarı, uygulamaları, dönemi ele alırlar. Nesnel ve öznel olanları vardır. Eleştiri ya doğrudan eleştirisi yapılacak olanın kendisinden veya onun hakkında verilmiş yargılara dayanılarak yapılır. Eser eleştirilerinde, eserin toplum açısından yararlı olup olmadığı incelenir. Genel olarak sonuca varılır.

RÖPORTAJ: Gazete haberlerinden daha genişletilmiş ve yazarın kişisel görüşleriyle zenginleştirilen yazılardır. Bir bölgeyi, bir kişiyi veya bir eşyayı konu alan röportajlar olabilir. Bu yazılarda konu olan habere röportajı yapan kişi de düşüncelerini ekler, insanın gördüğü ve bildiği şeyleri ustaca dile getirir. Röportajlarda alışılmıştan farklı yönleri fotoğraf, film ve ses kayıtlarıyla belgelemek önemlidir. Bu tür metinlerde öğretici, açıklayıcı, kanıtlayıcı, betimleyici anlatım kullanılabilir.

HABERYAZILARI : Kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla kullanılan metin türüdür. Verilen haberlerin güncel, doğru, kolay anlaşılır, ilginç ve önemli olması gereklidir. Haber yazıları kaynaklarına göre gruplandırılır. 5N 1K, haber yazılarında önemlidir.
 
5. KİŞİSEL HAYATI KONU ALAN METİNLER :

HATIRA : Anılar öğretici ve bilgi verici niteliktedir. Anı yazarı; yaşadıklarını, gördüklerini ve izlenimlerini aradan zaman geçtikten sonra yazar. Bu metinlerde yaşanılmış zaman dilimi “ben” etrafında anlatılır. Anılarda anlatılanların kanıtlanması amacı güdülmez. Olay, kişi, dönem hakkında bilgi, gözlem ve izlenimler anlatılır. Bu türde yazılmış metinlerde anlatılanlar bazen belge niteliği taşıyabilir.

GEZİ YAZISI : Gezilip görülen yerler hakkında yazılmış metinlerdir. Bu metinlerde görülen yer yazarın dikkati ile anlatılır. Yazar gördüğü yerlerle ilgili dikkatini çeken hususları ve izlenimlerini anlatır. Aynı yeri gezen iki gezi yazarının yazıları bu nedenle farklı olabilir. Bu yazılarda tanımlama, betimleme ve açıklama önemlidir. Bu metinler; görülen yerin kültür ve tabiat zenginlikleri, tarihi özellikleri, yaşama biçimi hakkında bilgi verdiği için önem taşır.

BİYOGRAFİ : Çeşitli alanlarda şöhret olmuş insanlar hakkında oluşturulan metinlerdir. Biyografinin boyutu, bur makale uzunluğunda olabileceği gibi kir kitap büyüklüğünde de olabilir. Biyografi yazılırken, biyografisi yazılacak kişiyle ilgili belgeler ve bilgilerin toplanması önemlidir. Ayrıca konu olan kişinin yaşadığı çevreyle ilişkisi kurulur. Ailesi ve çevresi hakkında bilgi toplanır. Çünkü söz konuşu kişinin mizacının ve bazı önemli kişisel özelliklerinin açıklanması gereklidir. Biyografi metinleri örnek teşkil ettikleri için eğitici yönleri de vardır. 

MEKTUP : İnsanların duygu ve düşüncelerini birbirine iletmek için yazdıkları yazılardır. Mektupların; özel mektup, resmî mektup, iş mektubu, edebî mektup gibi türleri vardır. Özel mektuplar; açık, sade ve samimi bir ifade taşır. Dostlar arasında konuşulan her konuda özel mektup yazılabilir. Özel mektuplarda anlatım türünü yazanla okuyan arasındaki ilişki belirler.

GÜNLÜK : Günlükler yaşanılanların ve görülenlerin günü gününe yazılması sonucu ortaya çıkan metinlerdir. Bu metinler inandırıcı nitellik taşır. Yazıldığı günün tarihini taşır. Bu yazılarda yaşananlarla ve görülenlerle yazıda dile getirilenler arasında herhangi bir zaman farkı yoktur. Günlükler genellikle okuyucu düşünülmeden yazılır. Bu yazılarda gözlem önemlidir. Günlük yazarı gördüğünü ve yaşadığını, duygularını, düşüncelerini içtenlikle ifade eder. Bu metin türü; anı, gezi yazısı, roman gibi metin türlerinde kullanılır.
Konu olarak ise “Globalleşen dünyada devlet ve sınırlar” diye bir yazı yazmak bir öğretice metindir
Öğretici metinlerin incelenmesinde hangi özellikler göz önünde bulundurulur?
 
Öğretici metinlerin incelenmesinde aşağıdaki özellikler göz önünde bulundurulur:

a) Metin ve zihniyet: Her metin, yazıldığı dönemin sosyal, ekonomik, siyasî yapısını, sanat anlayışını yansıtır. Dönemin bu özelliklerine zihniyet diyebiliriz. Metin, yukarıda sayılan unsurların hiç birine indirgenemez, çünkü metin bunların hepsinden yararlanılarak oluşturulan bir bütündür. Bir metinde, metnin yazıldığı dönemin özellikleri metne sindirilmiş bir şekilde yer alır. Bu özellikler metinle bütünleşir. Bir metni incelerken metinden dönemin zihniyetine ait ipuçları tespit edilir.
Öğretici metinler; toplum, kültür ve sanat hayatıyla ilgili düşüncelerin dile getirildiği, okuyucunun bu konularda bilgilendirilmeye çalışıldığı metinlerdir. Bu nedenle bu metinler aynı zamanda yazıldığı dönemin bu konulara bakış açısını da yansıtan belgelerdir.
Metinlerde ele alınan konular, kullanılan dilin özellikleri, seçilen sözcükler, tutum ve davranışlar da dönemin zihniyetini yansıtan öğelerdir.
 
B)Yapı (plan)
Metnin yapısı, kendi içinde anlam bütünlüğü olan birimlerin bir düzene bağlı olarak birleşmesi sonucu oluşur. Bu birimler paragraflardır. Ayrıca paragraflarda kendi içinde anlam birliğine sahip cümle kümelerinden oluşur. Bu kümeler yeri, zamanı, mekânı, kişiyi ve durumu ifade ederler.
Paragraftaki birlik ve bütünlüğü sağlamak için giriş, gelişme ve sonuç bölümlerindeki cümlelerin dil ve fikir yönünden birbiriyle bağlantı kurmasını sağlayan bağlayıcı öğeler vardır. Köprü kelimeler diye de nitelendirebileceğimiz bu öğeler cümle başı edatları, zamirler, sözcük ve sözcük gruplarıdır.
 
Cümle başı edatları: Cümleleri birbirine bağlayan, boşluklar arasında geçiş köprüleri kuran hatta, oysa, şöyle ki, meğer, nitekim, bunun gibi, bununla beraber... gibi cümle başı edatları yerli yerinde kullanılmalıdır.
 
Zamirler: Bağlantıyı kuran zamirler, bir önceki cümlede geçen bir ad veya kavramın bir sonraki cümlede yerini tutarak cümleler arasında birliğin sağlanmasına katkıda bulunur.
 
Sözcük ve sözcük gruplarının tekrarı: Bir önceki cümlede geçen sözcük ve sözcük grubu, bir sonraki cümlede tekrarlanarak cümleler arasında bağlantı kurar.
 
Aşağıdaki örnekte, bağlayıcı öğeler, italik olarak gösterilmiştir:
"İnsanın içini dökmeden edemediği dakikalar olur. Bir dost, bu dakikalarda erişilmez bir değer kazanır. Ama her şey, bir dosta söylenmez ki? Onun için, hele bir insan bir yazarsa, içinin gizli kıvrımlarını görmesini biliyorsa, masanın başına geçip kalemi eline almadan edemez. İşte günlük dediğimiz, yazarın kendi kendisi ile alçak sesle konuşmasından başka bir şey olmayan, o günü gününe tutulmuş hatıralar, bu iç dökme ihtiyacından doğmuştur. Böyle bir yazar, kendisi için günlüğünü tutar. Bu bakımdan, sessiz bir konuşma olan bu çeşit günlükleri bir edebiyat türü saymaya imkân yoktur."
Suut Kemal Yetkin
 
Öğretici metinler giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinden oluşan bir bütünlük gösterir.
 
Bir eseri yapı bakımından incelerken, metnin yazılış amacı, amaca uygun anlatım biçimi, hedeflenen okuyucu kitlesi, yapıyı meydana getiren birimlerin bağlanışı ve sıralanışı gibi özellikler üzerinde durulur.
 
İçerik ve yapı, birbirini bütünleyen öğeler olarak ana düşüncenin oluşumunu sağlar.
 
Yukarıda Suut Kemal Yetkin'e ait olan paragrafta, metni oluşturan birimler bir ana düşünceyi ortaya koymak için bir araya gelmişlerdir. Metnin ana düşüncesi, son cümlede vurgulanmıştır: "Sessiz bir konuşma olan bu çeşit günlükleri bir edebiyat türü saymaya imkân yoktur."
 
 
c.Ana Düşünce
Öğretici metinlerin amacı bilgi vermek, öğretmektir. Ama ne öğretilmek isteniyor? Metinde ele alınan, bize verilmek istenen düşünce nedir? Yazı ne amaçla yazılmıştır? Yazıdan çıkaracağımız sonuç nedir? İşte bu soruların cevabı ana düşüncedir. Metnin tamamının iletmek istediği düşüncenin en kısa, yoğun ifadesine ana düşünce denir.
Öğretici metinlerin incelenmesinde metnin ana düşüncesini tespit etmek gerekir. Eğer biz bu düşünceye ulaşamamışsak, metni yeterince anlamamışız demektir.
Ana düşünceyle metnin kaleme alındığı dönem arasında ilişki kurulabilir. Zira metnin kaleme alındığı dönemin sosyal ve siyasî yapısı, tartışılan sanat anlayışları ana düşüncenin oluşmasında etkili olur.
Öğretici metin türlerine göre ana düşüncenin oluşumu farklılık gösterir. Ana düşünce olarak;
felsefî metinlerde soyut bir kavram,
bilimsel metinlerde teknik bir gelişme,
tarihî metinlerde ve makalede siyasî bir düşünce,
deneme, sohbet, gezi, anı gibi metinlerde sosyal yeni bir buluş ifade edilir.

D. Dil ve Anlatım
Öğretici metinlerde dil bir nesneyi, bir kavramı, bir olayı anlatmak, açıklamak ve bildirmek ve okuyucuyu uyarmak, harekete geçirmek üzere kullanılır. Metnin dili; ifade edilmek istenen düşünceye, seçilen anlatım türüne ve hitap edilen okuyucuya, kullanılan iletişim aracına göre değişir. Hitabetin diliyle sohbet türünün, deneme türüyle makale türünün anlatımı aynı değildir. Aynı manzaraya farklı açılardan bakıldığında aynı şey görülmez. Bu farklılık bakış açısından kaynaklanır. Bir konuya farklı bakış açılarından yaklaşılabilir. Bilgi, inanç, düşünce farklılığı, kültürel çevre, psikolojik özellikler bakış açısını belirler. Bütün bunlaryazarın anlatımını etkiler.
Aynı konu farklı yazarlar tarafından ifade edilebilir. Ancak sonuçta hiçbir yazarın anlatımının birbirine benzemediği görülür. İşte bu farklılık üsluptan kaynaklanmaktadır. Üsluba, yazarın anlatım tarzı diyebiliriz. Yazarın kurduğu cümleler, kelime seçimi, cümle yapısı, kelimelere kazandırdığı anlam, anlatımının açık, tutarlı, anlaşılır olup olmadığı o yazarın üslubunu ortaya koyar.
Uslubu, Seyit Kemal Karaalioğlu bakın ne güzel tanımlıyor:
"Uslûp; sanatçının özel yapış yolu; yazarın duyuş, düşünüş ayrılığı; cümlelerin uzunluğu, kısalığı; kelimeleri seçişi, yazısının ahengindeki ayrılıklardır. Üslûp için; ifade tarzı, usul, yol da denilebilir. Üslûp, insanın özünden doğar. Edebî eserler, ancak üslûplarının kuvvetiyle ölümsüzlüğe erişirler.
Sanat eserlerinde, kompozisyonlarda, insanın düşünüşlerine, duygularına, hayâllerine, heyecanlarına verdiği biçim üslûp'tur. Güzel yazı yazmanın en önemli niteliği üslûpta kendini gösterir, yazı yazmak sanatı; kusursuz yazmak hüneri, istenilen üslûp, eksersizle elde edilebilir. Tıpkı yüzmenin yüzerek öğrenildiği gibi."
Metinlerin türleri ile kullanılan kelimeler arasında sıkı bir ilişki vardır.
Bilimsel metinlerde çok sık bir şekilde terimlere yer verilir.
Makale türündeki metinlerde doğal dil kullanılır. Dil, değişik yorumlara kapalıdır. Sözcükler genellikle ilk anlamlarında kullanılır.
Felsefî metinlerde dil kavram boyutuyla, sözcükler günlük hayattaki anlamlarından soyutlanmış bir görev yüklenerek karşımıza çıkar.
Deneme, sohbet, anı gibi türlerde dil, öznel bir şekilde kullanılır. Sözcüklere yeni anlamlar yüklenir.
Hitap edilen kitle de öğretici metinlerin dilinin oluşumunda etkili olur.
Antik dönemde düzey bakımından üslup yüksek, orta ve alçak üslup olmak üzere üç gruba ayrılmıştır:
Örnek:
Yüksek üslup düzeyi        son uykusuna dalmak
Orta üslup düzeyi                    ölmek
Alçak üslup düzeyi               gebermek
 
e) Metin ve Gelenek:
Öğretici metinler incelenirken metnin hangi geleneğe bağlı kalınarak yazıldığı, sanatçının gelenekle ilişkisi tespit edilir.
Felsefe, bilim, gazete çevresinde gelişen ve kişisel hayatı konu alan metinler, yapı, tema, dil ve anlatım gibi konularda tarihî akış içinde kendi geleneklerini oluşturur. Ancak her dönem, bunlara yeni öğeler ve değerler katarak zenginleştirir.
Her metin yapı, tema, dil ve anlatım bakımlarından aynı türde daha önce yazılmış metinlerden yararlanılarak oluşturulur.
Türk edebiyatında nesir türü, Tanzimat Dönemi edebiyatından sonra gelişmeye başlar. Daha öncesinde Türk edebiyatında Batılı anlamda bir nesir geleneği yoktur. Makale, deneme, gazete... türündeki yazılar, Batı edebiyatı örnek alınarak kaleme alınmış ve günümüze kadar kendi geleneğini oluşturarak sürmüştür.
F ) Öğretici Metinlerde Anlam
Öğretici metinlerde söz ve söz öbekleri (grupları) daha çok ilk anlamlarıyla kullanılır. Bundan dolayı öğretici metinlerde anlam okuyucuya, mekâna ve zamana göre değişmez. Yani okuyucu, zaman ve mekân faktörleri öğretici metinlerin anlamını etkilemez. Bu bakımdan öğretici metinler edebî metinlerden farklılık gösterir.
İyi bir edebî metin birden çok anlama ve yorumlamaya açık olan metindir. İyi bir öğretici metin ise yazarın anlatmak istediği anlamı yorumlamaya meydan vermeden ileten metindir.
Öğretici metinlerin amacı, bilgi vermek, aydınlatmak, açıklamaktır.
 
Örnek 1
 
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye lâyık görmediği için. Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı   bilmediği   için..
W..SHAKESPEARE
 
Yukarıdaki metinde insanların korkma nedenleri açıklanmıştır. Dolayısıyla bu metinin yazılış amacı açıklamaktır. Metinde kelimeler ilk anlamlarıyla kullanıldığı için her okuyucu bu metinden aynı anlamı çıkarmaktadır.
 
Örnek 2
Tabiat ile hayat, insanoğlunun şekil vererek güzel ve faydalı eserler vücuda getirebileceği muazzam bir malzeme deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz? Dünyada renkten ve boyadan çok ne var? Hakiki bir ressam konu bakımından da bir sıkıntı çekmez. Bütün tabiat ve hayat işlenecek konu ile doludur. Mühim olan, herhangi bir konu etrafında bir renk kompozisyonu vücuda getirmektir.
Mehmet KAPLAN
 
Mehmet Kaplan'a ait olan ikinci metin okuyucuyu aydınlatmak amacıyla yazılmıştır.
 
 Örnek3
Yalınlık:
Yalınlık; sadelik, gösterişsizlik, bir düşünceyi herkesin anlayabileceği bir açıklıkla anlatma; süssüz ve kısa, anlamı kuvvetli ve kesin sözdür. Hiçbir özentiye yer vermeyen cümle; gereksiz süslerden, eskimiş, anlamı iyi bilinmeyen kelimeleri kullanmaktan çekinme yalınlık için gereklidir.
 
Yukarıdaki metin, yalınlık hakkında bilgi vermek amacıyla yazılmıştır. Yine bu metinde kelimeler öz anlamlarında kullanıldığı için her okuyucu metinden aynı anlamı çıkaracaktır.
 
g. Metin ve Yazar
Edebî metinlerde metnin yazarıyla metin arasında sıkı bir ilişki olduğunu belirtmiştik. Bu ilişki öğretici metinlerin bir kısmı için de geçerlidir. Deneme, sohbet, fıkra, anı, gezi gibi metinlerde yazarın hayatında yer etmiş olaylar, beklentiler, özlemlerin izleri de yansır. Fakat ansiklopedi, makale, tarih gibi bilimsel metinlerde yazarın kişiliği metne yansımaz. Çünkü bu metinler nesnel bir anlatımla kaleme alınır.

h)Yorum
Okuyucu, öğretici metni inceledikten sonra metnin yapısı, düşüncesi, anlatımı, yazılış amacıyla sezdirdiği anlamı, metnin anlamının zaman içinde değişip değişmediğini, metnin okuyucuda uyandırdığı duyguları yorumlar.
 
Facebook beğen
 
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol